22 Eylül 2008

Chapter Kaç?!!!

Publish ettiğim diğer post'lardan yazmaya fırsat bulamadım, bugün ben yeni işime başladım! Bu sefer hiç hiç yorum yapmak istemiyorum çünkü eski seçimlerimde herşeye büyük umutlarla başlayıp sonra popomun üstüne nasıl bir güzel oturduğumu iyi biliyorum! Acısı hala geçmedi valla! Bu yüzden yorum yapmaktan korkar oldum. Artık herşeyi zamana bırakıyorum, büyük beklentilere girmeden kariyerimi sağlam bir zemin üzerine oturtmak istiyorum... Lütfen bu sefer şans benden yana olsun!

Affet beni tatlım :(

Geçen gün elimi kolumu sallayıp birlikte Babylon'a gittiğim arkadaşımın doğumgünüymüş meğer!!! Kristin'im bunu atladığım için affet beni, gecikmeli de olsa yeni yaşın kutlu olsun tatlım, seni seviyorum !!!!

20 Eylül 2008

Cyrius

Garanti Caz Yeşili konserleri kapsamında Babylon'da sahne alan Cyrius'u dinlemeye gittim dün akşam... İspanyol bir ailenin çocuğu olarak Cezayir'de dünyaya gelen, İran mitolojisi anlamına gelen Cyrius adını kullanan Fransız sanatçı Martinez küçük yaşlarından itibaren şarkılar besteliyor ve seslendiriyormuş. Türkiye'de geniş bir hayran kitlesine sahip olan Cyrius'un hayranlarını kızdırmıyım ama ben müziğine kendimi kaptıramadım nedense... Smooth jazz, Latin jazz, Fado seven, sözlerinden tek birşey anlamadığım halde Mariza'nın konserinde ağlamış biriyimdir ancak Cyrius'ta eksik olan birşeyler vardı sanki... Belki de konserin bir yerden sonra ağır Küba ezgilerine dönmesi nedeniyle böyle hissettim. Sonuç olarak ben geceyi erken bitirdim ama sonuna kadar kalanlar belki daha farklı düşünüyor olabilir...

18 Eylül 2008

Want some Decaf Latte?

Olleyyyy!!!!! Canım ablam bizi daha fazla şekersiz bırakmak istemedi ve yeni bir blog oluşturdu kendine: Decaf Latte :) İnternet dünyası tuhaf, iyi insanlar olduğu gibi mutlu insanları çekemeyen kıskanç insanlar da olabiliyor, bıraktıkları yorumlarla adeta egolarını tatmin ediyor bu kötü ruhlu kişiler, ablamın da blogunu kapatma nedeni buydu... Ama aileleri uzakta yaşayanlar bilir, bir fotoğraf ve yazılan 2 satır bile sizin için çok değerli olabilir, bir çeşit bak biz burdayız ve iyiyiz mesajının verilmesi gibi... Ya da ne kadar uzak olursak olalım birbirimize bir link kadar yakınız gibi... Her ne kadar Honey'nin hastalanması Decaf Latte'nin açılışına vesile olsa da ben şekerlerin yeni maceralarını okumak için can atıyorum! Takip edenlere de duyurulur ;) Canım ablam sana buradan çok teşekkür ediyorum, ben Latte'mi bol şekerli istiyorum lütfen :) Kocaman öpücükler!!!!!!

17 Eylül 2008

1 Çimento Torbası + 5 = Kastamonu Sepeti

Herşey 1 ay önce güzel bir yaz günü yaşandı. O gün iş için bir güzel hazırlanıldı, süslenildi püslenildi, beyaz gömlek, siyah dar etek giyildi, taaa ki yerden düşen şey alınana kadar veeee carttttt !!!!!!!! Kastamonu sepeti formuna bürünmüş totom daha fazla hapsedilmeye dayanamadı ve eteğin dikişlerini patlatarak özgürlük çığlığı attı!!!

İzlediğim programlar, değişik tariflerin test edilmesi vs. bunlar çok güzel de alınan şu kilolara ne demeli?!!! Bu duruma son vermek için spor salonuna yazıldım bakalım sepetin boyunda bir değişiklik olacak mı :)

14 Eylül 2008

Noni's New Soap Opera: The Bold and The Beautiful!

Bitti! 4 haftadır her gün bitse diye dua ettiğim işim nihayet sona erdi. Son gün bilirsiniz herkes birden iyi olur, size merhaba bile demeyenler aaaaa gidiyormusun neden amaaa diye gereksiz bir yapmacıklığa girer. Sizi 9 ay boyunca hamile kadınlar gibi 9 doğurtan patronunuz son gün Hulusi Kentmen edasına bürünür. Öyle böyle kaşım gözüm derken bitti bile. İnanamıyorum hayatımda x kişi olmayacak artık! Sanırım bu kadar hafiflediğimi bir de boşandığım zaman hissetmiştim :P
Nedense beklediğiniz zaman olmaz ama bir fırsat yakalayıp evet dediğinizde bir bakarsınız başka kapılar da açılıverir hemen, bana da aynen böyle oldu ve 2 yerden iş teklifi daha aldım ancak verdiğim karardan asla dönmeyi düşünmüyorum, içimdeki sese ve altıncı hissime güveniyorum...
Daha ilk günden yokluğunu hissettiğim bir diğer şey ise şirket telefonu olduğu için geri vermek zorunda kaldığım, benimle nice zorluklara göğüs germiş, tuvalette şeyederken konuşmaya, araba kullanırken mailler atmaya çalışılmış, cefakar Bilekbörüm oldu. Bugün doğruca Turkcell'in yolunu tuttum ve kendime bir Bold aldım :) Benim gibi tüm işi telefonda geçen biri için mükemmel bir araç bence! BB'nin eski modellerini kullanan herkese Bold'u tavsiye ediyorum, menüsü çok daha güzel, kullanımı çok daha kolay ve görüntüsü daha şık... Hepinizi bol(d) alo'lu günler dilerim efendim :)

13 Eylül 2008

Honey...

Ablamın sarı papatyası güzel Honey hasta biraç gündür... 18 yıllık kedisini kaybetmiş biri olarak evdeki tüm evcil hayvanların aslında nasıl birer aile bireyine döndüklerini iyi bilirim, ve onları kaybetme korkusunu da... Hepimiz ona buradan tüm pozitif enerjilerimizi yolluyoruz, bir an önce iyileşsin ve o enerjik günlerine geri dönsün diye... Seni seviyoruz çılgın kız...

09 Eylül 2008

Çattt: Şeytanın bacağı kırılmıştır!

Geçen gün arkadaşım bana bir mail fwd etmiş. Başarıyı ifade eden bazı olumlu cümleler alt alta sıralanmış. Yapılması gereken bu ifadelerden birini seçip birkaç gün tekrarlamak. Sonra bir başka cümleye geçmek ve aynı çalışmayı uygulamak. Kısacası amaç bu düşünceleri beyne kazımak...
* Evrensel akıl bana kullanabileceğim tüm fikirleri veriyor.
* Dokunduğum her şey başarıya dönüşüyor.
* Ben de dahil herkes için yeterli bolluk var.
* Verdiğim hizmeti talep eden çok müşterim var.
* Yeni bir başarı bilinci geliştirdim.
* Kazanan insanlar grubuna dahilim.
* Rüyalarımın bile ötesinde şansım var.
* Her türlü zenginliği kendime çekiyorum.
* Her yerde karşıma altın fırsatlar çıkıyor.
Yukarıdakilerini aynen uyguladım ve 2 gün sonra beklediğim haber nihayet geldi :) Kariyerim söz konusu olduğunda "tamamen duygusal" kararlar almamın bana yarardan çok zarar getirdiğini görmüş geçirmiş biri olarak bu sefer böyle davranmadım, önceliklerimin neler olduğunu tekrar gözden geçirdim. İçimden bir ses bu defa doğru yaptığımı söylüyor. Umarım herşey umduğumdan da güzel gider ve bu vardığım son liman olur artık!

08 Eylül 2008

Her türlü kırpıldık :)


Oldu da bitti Maşallah, Hadım oldu İnşallahhh... Evet Miso'cuğum evde Tecavüzcü Coşkun'un kedi formatında dolaşıp Bediş'in üstünden inmiyordu, hemcinsime bu şekilde muamele edilmesine daha fazla sessiz kalamadım veee kırt kırt problemi kökünden hallediverdik :)
Hazır veterinere gitmişken Tarçın Bey'de eşlik etti, tıraşlanıp cillop gibi delikanlı oldu ama takke düştü kel göründü meğer benimkinin uzun tüyleri sarkık göbeğini kapatıyormuş bunu da anlamış oldum! Ahh o ponpon kuyruğa ne demeli öyle hii hiii :) Eminim öteki dünyada bunun hesabını bir bir soracaklardır bana :P

04 Eylül 2008

Köle Issabel'in mapushane güncesi'nden...

Merhaba ben köle issabel! Özgürlüğüme 6 iş günü kaldı, ne kadar mutluyum bilemezsiniz... Bir insanın zorla çalışması ne kadar kötüymüş, burada olduğum süre içersinde bir el boğazımı sıkıyor sanki, nefes alamıyorum. Böyle hissedene kadar neden beklemişim ki? istifayı çok önceden basmam gerekirmiş! Zararın neresinden dönsem kardır diyorum ammaaa... şu ana kadar gittiğim heryerden 3+1 cevabını almış bulunuyorum, en son cevap da bugün e-mail olarak geldi: Yapılan değerlendirmeler neticesinde ilgili pozisyon için şu anda sizinle çalışma imkanı bulunamamış, ileride doğabilecek blah blah blah... Bu ülkede kimse eğitim, kalite ve kişilik özelliklerinden bahsetmesin lütfen çünkü işverenlerin tek dertleri let's talk about money honey! Şu anda benim tek derdim ise dinlenmek, mümkünse uzun bir süre headhunter, HR ve benzerlerini de görmiyim lütfen!

01 Eylül 2008

My Life is Simple...and I'm Grateful for that!

"Her şey basit olmalıdır... Tümüyle basit... Teatral olmamaktır esas olan..."
A. Çehov
Kızlar sizi çok özledim...

5. Kat

Cumartesi akşamı Bediş Hanım için bayağı renkli bir gece oldu! Zilli hanımı pencereden atlamaya çalışırken yakaladım, bu kaçıncı girişim artık ben hatırlamıyorum. Madem öyle hayal ettiğin özgürlüğü sana hediye ediyim dedim ve hatunu sokağa saldım, gidiş o gidiş... Hemen ardından aksi gibi şimşek çaktı, yağmur yağmaya ben de salya sümük ağlamaya başladım... Dışarı çıkıp kızım bu yağmurda kimbilir ne yapıyordur diye vicdan azabı çeke çeke yürüdüm... Birkaç saat sonra bir baktım bizim sokak kedisi Irma arabamın yanında ağlıyor, Bediş der demez yanıma geldi ve kızımla kavuştuk birbirimize! Artık o birkaç saat neler yaşadı bilmiyorum ama boyunun ölçüsünü bayağı almışa benziyordu bizimkisi :) Bediş Tarçın ve Miso gibi bir ev kedisi değil, ayrıca sokak kediliği sadece tipinde değil ruhunda da var, hep huzursuz sanki hep bir arayış içersinde, en büyük korkum 5.kattan atlayarak ebedi özgürlüğüne kavuşması :( Evde tutarak ona iyilik mi yapıyorum bilmiyorum ama sokaklarda yaşamasına gönlüm bir türlü elvermiyor, umarım doğru birşey yapıyorumdur...
Pazar günü ise Kristinciğimle Cihangir 5. Kat'ta keyifli bir brunch yaptık...
Bakalım bu hafta beni, bizi neler bekliyor... Umarım güzel fırsatlar kapıdadır!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...