Yeşil Çekirge

Bir haftasonu daha bitti... Bu haftasonu ben canım ailemin kuşatması altındaydım ve bu durumdan hiç de şikayetçi değildim! Cumartesi günü ana-kız cilt bakımına gittik, Dermamed'de bir güzel paklandık! Gelelim pazar günümüze... Güneşi gören canlarım evde oturmak yok hadi Riva'ya dediler. Üstüme rahat birşeyler giyiyim dedim, (bu arada ben hiç babet'lik kızlardan değilim, salaş giyim bana göre değil!) neyse siyah hırkama elimi attım Tarçın'ın tüyünden hırka renk değiştirmiş resmen, beyaz bir kazak giyiyim dedim onda da Miso'nun siyah tüyleri, bende yeşil hırkamı giydim. Kedisi köpeği olanlar iyi bilir, bizi anca böyle ara renkler kurtarır çünkü ara renklerde o tüyler arada kaynar gider hee hee :) Koton'dan aldığım bu hırkayı herşeyin üstüne giyiyorum, bir de siyahını almıştım, böyle herşeyle uyan hırkalara bayılıyorum. Bir de yeşil baykuşumu geçirdim boynuma, bir takıda kelebek veya baykuş varsa kalbimi anında fethediyor! Topshop'tan geçen sene aldığım bu eldivenleri ne zaman giysem kendimi Madonna gibi hissediyorum, like a virgin ooo diye şarkı söylemek geliyor içimden! Bu arada fotoğraf makineme tripod alabildim nihayet neydi o elleri uzata uzata çekmeler ya, resmen işkence çekiyormuşum, ohhh rahatladım şimdi hatta karşısına geçip şaklabanlık bile yaptım :) Bu arada en baştaki çanta tutan elim var ya onu gıcıklığına koydum :) Ne yalan söyliyim ben yolda böyle yürüyen kızlar gördüğümde uyuz oluyorum, resmen hakaret geliyor bana çok afedersiniz "bu kol var ya bu kol sana..." diye küfür ediyorlarmış gibi algılayıp o kolu ters çevirip uygun yerlerine sokmak istiyorum valla! Ay neyse siz bakmayın bana ben fazla asabiyim bu aralar bknz. 13 Mart tarihli post ;)

Abla bu fotoğrafı senin için çektim ve çekerken kulaklarını çınlattık bir güzel, baakkk bizimde ineklerimiz var hii hii :)

Yolda giderken ara ara durduk, bahar çiçeklerini kokladık...

Ve sahile indik... Bu fotoğrafı çekerken de esin kaynağım Vintage Biscuit'in kulaklarını çınlattım ;)

Canlarımla fotoğraf çektik...

Sonra da annişin demlediği çayı keyifle içtik...

Cuma günkü yazımda akvaryum ve palamut gibi şeylerden bahsetmiştim di mi? Alın size palamut! Sol fotoda ayak izimden de anlaşılabileceği gibi son dakikada zıplayarak dalgadan kaçabildim ama sağ fotoğrafta o içi su dolu olan ayak izi var ya evet az önce ayağım ordaydı ve babetimin içine olduğu gibi su girdi! Veee vıjk vıjk sesler eşliğinde mekanı anında terk ettim! Zaten benim neyime romantik dalga fotoğrafları çekmek!

Çekirge bulamadım, kertenkeleye ne dersiniz? hem de yeşil renk! konsepte uygundur!

Eve gelince Riva'da topladığım deniz kabuklarını yine sahilden aldığım bir avuç kumla birlikte minik cam bir vazoya koydum, sırf bugünü unutmamak ve kendimi mutsuz hissettiğim her anda canım ailemin yanımda olduğunu hatırlamak için...

Hepinize dalgasız bir deniz gibi sakin ve çok mutlu bir hafta diliyorum!