Evihan'ım

Cuma akşamı Kristin ile buluşma noktamız onun Çukurcuma'da yer alan şirin butiği Evihan oldu. Öncesinde ufak bir Beyoğlu yürüyüşü yaptım. Bu şehre karşı tuhaf hisler besliyorum, biraz love & hate durumları, çoğu zaman delirtici ama yine de vazgeçilmez, ne tuhaf di mi?

Kimi yabancı kimi yerli birçok karışık insanın arasından geçip giderken duyduğunuz güzel bir müzik sesi sizi bu kalabalığın içinden çekip bambaşka bir yere götürebilir... Keman çalarken ne kadar asil bir duruşu var di mi?

Küçükken Libya'da yaşarken babam ablamla bizi şantiyenin ambarına götürür, kırtasiye kısmından istediğimiz kalem, silgi, boya ve defteri seçmemize izin verirdi. İçeri girer girmez ablamla kendimizi Alice Harikalar Diyarı'nda gibi hisseder hangi kaleme boyaya saldıracağımızı şaşırırdık. Libya'nın sıkıcı yaşantısını bile bir şölene çevirmeyi başarırdı benim canım annemle babam. Ne güzel günlerdi... İşte ne zaman Evihan'a girsem içimi aynı mutluluk duygusu kaplıyor ve neye saldıracağımı şaşırıyorum :) Ne demişler bir insan 7'sinde neyse 70'inde de odur! Uzun zamandır Evihan'a uğramamış olmalıyım ki bir çok yeni ürünle karşılaştım. Yukarıdaki el boyaması çantalar 100-120 TL arasında...

El yapımı broşlar 40-45 TL arasında...

Askı süsler 75 TL

Benim en çok beğendiğim ürünler; kırık porselen tabaklardan yapılmış olan bu yüzük ve küpeler oldu...

Fiyatları 50-85 TL arası değişiyor...

Takıları saklamak için olan bu kumaş cüzdanlar çok sevimliydi, kedili olana bayıldım!

Evihan'dan hiç çıkmak istemedim ama çalan ziller vardı ne yazık ki :) Biz de bu zilleri susturmak üzere soluğu Meyra'da aldık. Kendine has bir semt olduğu için Cihangir'i çok seviyorum, yanınızdan bir ünlü geçse bile hiç yadırgamıyorsunuz... O gün bu kızımızla bu oğlumuz vardı, birbirlerine çok yakışıyorlar bence ;) Cuma raporumu sundum, şimdi sırada cmt & pazar var...