
Eminönü ziyaretimi gerçekleştirdim...
Cumartesi günü kısa bir ofis ziyaretinin ardından sevgilimle Eminönü'ne doğru yol aldık, aman Tanrım o ne soğuktu öyle! Tüm gün kendime gelemedim valla :P Eminönü'nün bu karışıklığı beni inanılmaz yoruyor ama aradığım her şeyi de orada bulduğum için çok seviyorum, çok ironik bir durum farkındayım! İlk durağım Boxcity oldu, buraya her girdiğimde sevgili
Elçin'e içimden kocaman bir teşekkür ediyorum, burayı onun sayesinde öğrendim, istediğim her boyda kutuyu bu mağazada bulabiliyorum ;) Kutularımı ve diğer malzemelerimi alıp dondurucu soğuğa daha fazla dayanamayarak döndük...
Boxcity Adres: Eminönü'nde Kuru Kahveci Mehmet Efendi'nin olduğu sokağa gir, düz devam et, hemen ilk sokaktan sola dön, soldaki mağaza ;)
Hediye paketlerimi yaptım...
Home sweet home! Sıcacık bir çorba ile kendime gelerek hemen kutularıma hediye edeceğim hamurlarımı yerleştirdim, küçükken defter kaplamaya bayılıyordum, sanırım aynı hazzı hediye paketi yaparken de duyuyorum ;)
Bol bol film seyrettim...
Kağıtları kalemleri hazırlayın, asla ama asla izlememeniz gereken filmleri sıralıyorum:
1. Public Enemies; sakın Johnny Depp ismini duyup gitmeye kalkmayın inanılmaz sıkıcı bir gangster filmi!
2. Dönüşüm; Monica Belluci'yi çok beğenirim ama bu filmden bişi anladıysam Sicilyalı bacı olayım!
3. 9. Bölge; bu filmin sinemada gösterime girdiğine inanmak istemiyorum, bu kadar 3. sınıf bir film nasıl insanlara izlettirilir anlayabilmiş değilim!
Yaratıcılığımı ortaya koydum...
Ben de blog çocuğuyum! Ben de yaratıcıyım! Tamam bir mimar olmayabilirim ama elimden her iş gelir vallah billah! Laçin'in sayfasında kendi tasarımı giysilerine, aksesuarlarına bayılıyorum ama benim dikiş becerim sıfır evet kocaman bir 0! Ben de bu kompleksimi biraz olsun yenebilmek için kendime bu yeşil tüyleri aldım, altına broş iğnelerini diktim ve kıyafetime iğneledim sonuç olarak kompleksten arınma tedavim başarıyla tamamlandı :)
Havaya girdim :P
Geçen hafta bir alışveriş merkezinde dolaşırken buna benzer bir taç gördüm fiyatı 85 liraydı gözlerim faltaşı gibi açıldı! Ben de kendime malzemeler alıp bir deniyim dedim, ortaya bu taç çıktı. Sevgilim tacı o kadar beğendi ki iltifatlarının verdiği gazla kendime bir dükkan oluşturdum. Beğenip almak veya sipariş vermek isteyen herkese tükkanımın kapısı açık :) Şimdi Etsy'den de kendime bir hesap oluşturuyorum... Ben buna ne kadar zaman ayırabilirim, yaptığım ürünler beğenilir mi yoksa bu tatlı bir heyecan olarak kalır mı bilmiyorum ama bu girişimin yaratıcılığımı bir hayli ateşlediğini söyleyebilirim!
Her ay gerçekleştirdiğim sürpriz hamur dağıtımımın kesinlikle tükkanla bir alakası yoktur, her ay sürprizlerime devam edeceğim, onu da belirteyiğmmm :)
Sevgimi kattım...
Blogdan çok sevdiğim bir hatun var; Tanya... Yüz yüze tanışma fırsatımız olmadı ama öyle bir enerjisi var ki onu ne zaman okusam bu pozitif enerjiyi alıyorum. Tanya şimdi büyük bir heyecanla Aliş'ini bekliyor, ben de bebiş gelmeden Tanya'ya ufak bir hediye göndermek istedim, onun rengarenk ruhuna hitap edeceğini düşündüğüm bir taç ile buzdolabı magnetı yaptım, çam sakızı noni armağanı olsun istedim :)
Kuş olup uçmak istedim :(
Ve ben bu hafta sonu hep minik kelebeğimi düşündüm... Bugün dişinden bir operasyon geçirecek, aklım ahh nasıl onda hem de nasıl... Kuş olup uçmak ve ameliyat boyunca yanında olmak istiyorum. Tatlı bebeğim Nonin seni çok seviyor ve hemencecik iyileşmeni diliyor... Şimdiden geçmiş olsun benim narin papatyam...

Hepinize güzel bir hafta diliyorum, sevgiyle kalın....