Dünden beri 32 dişim ortada dolanmaktayım!
30 Nisan 2010
29 Nisan 2010
Teşekkürler Sütaş!

Hellim peynirine bayılırım, çok iyi kızarmış hellimli bir salataya asla hayır diyemem. Normalde bulursam Kıbrıs hellimi veya bildiğimiz marka hellimlerden kullanıyorum. Geçen gün markette Sütaş'ın hellim peynirini gördüm ve haydi bir deniyim dedim. Eve gittim, tavaya koydum, o da ne?! Bizim hellim oldu eritme peyniri ve çarşaf gibi yayıldı tavaya... Neyseki büyük markaların websayfalarında öneri/şikayet alanları yer alıyor. Ben de hakkını arayan bir tüketici olarak (bu yönümü annemden almış olmalıyım!) ertesi sabah bir mail ile şikayetlerimi belirttim kendilerine... 1 saat geçmeden Sütaş'tan bir telefon geldi! Canım memleketimde müşteri her zaman haklıdır anlayışı pek yer almadığı için bu kadar hızlı geri dönmelerine çok şaşırdım doğrusu! Bu durumun marketin raflarında ürünü saklama koşullarından doğmuş olabileceğini belirterek özür dilediler. Ertesi gün de bir yetkili elinde bir paket hellimle gelip tekrar özürlerini iletti. (Ve bu sefer gelen tavada gerçekten diğeri gibi erimedi...) Bu nazik davranışlarından ötürü ben de blogumda kendilerine teşekkür etmek istedim; müşterilerinize verdiğiniz değer için teşekkürler Sütaş!
Toz Pembe...


Vitrinler, dergiler ve modaloglar vs... her yerde bu yazın favori renginin pudra olduğunu görüyoruz. Tüm hatunlar pamuk şekeri gibi olup hepimizin içi bayılır mı bilmiyorum ama ben ezelden beri pastel tonları çok sevdiğim için bundan şikayetçi olacağımı hiç sanmıyorum ;) Pastel tonları bloguna yansıtıp kuşlar ve çiçeklerle içimi açan ve tarzını çok sevdiğim sevgili Merve'den geçen gün sayfasında gördüğüm güllerden benim için de tasarlamasını istedim. Paketim 2 gün önce geldi, yanında çok güzel bir taç ve yumuşacık şal ile birlikte ;) Dayanamadım bugün broş ve şalımı takıp geldim işe ;) Merve'nin tüm tasarımlarını pasajı Nura'da görebilirsiniz...



28 Nisan 2010
Anadolu Kavağı
Pazar günü... Hava güzel... Kendimizi neden eve kapatalım ki ;)
Beşiktaş...
Saatin 10.50 olmasını bekliyoruz...
Martıların vapura meydan okuyuşu... İyot kokusu.... Hava biraz serin mi ne?
Şehre bu açıdan bakmak da ayrı güzel... Şu rüzgar da saçlarımı savurmasa...
Merhaba taşların üstünden sarkan mor salkım...
Pazar günü ve temizlik? Asla tasvip etmediğim bir şey :)
Bir süre sonra... Acaba gemilere böyle bakmakla trene bakmak arasındaki fark nedir diye kendimi sorgularken buldum...
Gemi-tren benzetmeme karşın etrafta 4 ayaklı hiçbir canlı yok... Pazar günü okullar da açık olmadığına göre şu çalan ziller benden geliyor olmasın sakın?
Anadolu Kavağı'na bizim gibi deniz yoluyla gitmek isteyenler için detaylar burada...
27 Nisan 2010
Craziesssss

Çıtı pıtı ve sessiz hatunlardan daima korkacaksınız çünkü onların içinde küçük pembe renkli ama keskin dişli bir canavar yaşıyor olabilir! Aynen 2-chic yavrusu ve ben gibi mesela :P İkimiz de korku filmlerine bayılıyoruz, ben daha çok gerilimli psycho-thriller filmleri seviyorum, 2-chic kızı ise kesmeli biçmeli filmlere bayılır. Testere filmini mısırını yiye yiye gülerek seyrettiğine şahidim vallahi! Bu izlediğimiz kaçıncı korku filmi oldu bilmiyorum ama cuma günü sahilde yürüyüş sonrası gittiğimiz Crazies (Salgın) filmine tam puan verdik ;) Bu arada 14 Mayıs'ta gösterime girecek olan 3 boyutlu korku filmi Labirent'i iple çekiyorum!!!
Mihrabat'ta Kahvaltı

Helloooo Ladies!!! Tatiliniz nasıl geçti bakiyim??? Biz buralardaydık, bol bol dinlendik, cuma sabahı havanın güzel olmasını fırsat bilip çok fazla yol katetmeden Kavacık'taki Mihrabat Korusu'na gidip güzel bir manzara eşliğinde kahvaltı keyfi yaptık. Mihrabat'ta birtakım yenilikler olmuş, eski yerlerinin hemen sağ tarafına yeni bir yer daha yapmışlar. İyi hoş da bir de sadece musikiden oluşan şu müzik arşivlerini bir yenileseler ne güzel olacak! Böyle ormanlık tepelerde musiki duyunca Hülya Koçyiğit & Kartal Tibet'in oynadığı "Senede Bir Gün" filminde gibi hissediyorum kendimi elimde değil :P



Bu arada ilgilenenler için; Mihrabat'ta kahvaltı 25 TL, pazar günleri açık büfe brunch ise 35 TL...
23 Nisan 2010
Kutluuuuu
Yavrularımız 2'ye ayrılır: 1. Masum yavrular (Örnek-1: Ablam, Selinim) 2. Tosarık yavrular (Örnek-2: Noni, Derinim)
Bugün masum tosarık tüm yavrularımızın günü, hepsini yanaklarından öpüyorum!
Hmmm bir de bu yavruların arasını bulmaya çalışan hep çilekeş, vefakar bir anne vardır (Örnek-3:Annem, Decaf Lattem) onların gününü de çok yakında kutlayacağız.
Hepinize çocukluğunuza geri döndüğünüz bir gün diliyorum!!!
p.s. Fotoya gelince; ablamın doğum günü, mumu o üflüyor, pastayı o kesiyor veee tüm hediyeler ona gidiyor, şimdi anladınız mı neden tosardığımı :)
21 Nisan 2010
Mambo
Kozyatağı'nda yeni açılan bir mağaza var; Mambo. Anadolu Yakası'nda oturanlar belki çoktan biliyordur... Ben geçtiğimiz aylarda farkettim, açıkçası dikkatimi ilk çeken şey içerdeki Audrey Hepburn tablosu oldu, bir bakalım neler varmış dedim ve inanılmaz hesaplı giysiler karşısında şok oldum. Koleksiyonlarının büyük çoğunluğu yurtdışına ihraç ettikleri giysilerden oluşuyormuş. Geçen cuma giydiğim arkası fermuarlı siyah-beyaz çizgili elbisem buradan ;)













Dün vitrinde görüp çok beğendiğim elbisenin bej rengini aldım, hem de inanılmaz bir fiyata! Mambo'nun web sitesi henüz yapım aşamasındaymış ancak mağazanın açık adresi için bu linke tıklayabilirsiniz ;)
Bugün ben yeni cicilerimle; Mambo elbisem, Forever 21 papuçlarım ve kendi tasarımım yüzüğümle arz-ı endam ettim :) Peki bugün sizin üstünüzde ne vardı kızlaaarrr ???
Update! Mambo'ya 2011'de yeniden gittim ama mağazanın eski halinden eser yoktu, giysiler kalitesiz, satıcı ise ilgisizdi, meğer mağaza el değiştirmiş, Kozyatağı'nda güzel bir butik var diye sevinirken kısa sürede kaybetmeme üzüldüm doğrusu :(
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)