22 Şubat 2011

Tolstoy'un Evi


Geçen hafta IWC mimari yürüyüş grubumuz ile birlikte Tolstoy'un Khamovniki bölgesinde yer alan evine gittik. Anna Karenina, Savaş ve Barış gibi ünlü eserlerin yazarının bir zamanlar soluduğu bu evde dolaşmak gerçekten heyecan vericiydi! Her ne kadar evde birçok odanın içine girmemize izin vermeseler de ben yine de herşeyi fotoğraflamaya çalıştım. Birazdan okuyacağınız eminim en uzun Moskova yazılarımdan biri olacak ama her detayı sizlerle de paylaşmak istedim...

Leo Tolstoy 1881 yılında ailesi ile birlikte Yasnaya Polyana şehrinden Moskova'ya taşınmış. Bir sene sonra da Khamovniki bölgesinde yer alan bu evi satın almış. 1882 yılının yazında Tolstoy'un direktifleri doğrultusunda ev tadilata girip genişletilmiş. Evin ana mobilyalarını da Tolstoy'un kendisi satın almış. Tolstoy aslında şehir merkezinde olmayı pek sevmiyormuş bu nedenle aile her yaz Yasnaya Polyana'daki evlerine gidip yazı orada geçiriyormuş. Ekim 1882'den Mayıs 1901'e kadar bu evde yaşamışlar. Anna Karenina'nın popülerliği nedeniyle de evde misafirler hiç eksik olmazmış ve bunlar genelde Gorki ve Çehov gibi ünlü konuklar olurmuş. Tolstoy'un çocukları anılarında kapımız hiç kapanmazdı diyormuş. Leo Tolstoy bu evi en son vefat etmeden bir sene önce, 1909 yılında, Moskova'ya geldiği bir zamanda ziyaret etmiş. Tüm eşyaların o döneme ait olduğu ev 1921 yılında müze haline getirilmiş

Evin içine girer girmez paltolarımızı çıkartmamız ve ayakkabılarımıza arkası lastikli bu koca terlikleri geçirmemiz istendi. Açıkçası bu tuhaf terlikler yerine bize galoş verselerdi çok daha makbule geçerdi çünkü arkadaşlarımızdan biri dar merdivenlerden inerken bu terlik yüzünden düştü :(
Antreye girdiğimizde bizi büyük bir duvar sobası karşıladı. Evin çeşitli odalarında yer alan bu ısıtma sistemi toplamda 10 taneymiş... Bu arada o dönemde evde elektriğin olmadığını da ilave ediyim...
Antreden sonra yemek odasına geçtik. Tolstoy'un eşi Sophia evin şefi gibi olduğu için masanın başında o oturur ve yemekleri o servis edermiş. Sophia gelmeden asla yemeğe başlanmazmış. Ailede oldukça demokratik ve sıcak bir ortam varmış ve ara sıra türlü yaramazlıklar yaparlarmış. Sophia'nın eve geç geldiği bir günde herkes masanın altına saklanmış ve o odaya gelince hepsi masanın altından çıkarak ona şaka yapmışlar :)  
Tolstoy her zaman sol tarafta (bardağın bulunduğu yerde) otururmuş.
Tolstoy her canlının bir yaşam hakkı olmalıdır diye düşündüğü için 1880'lerde vejeteryan olma kararı almış. Onu anne ve kızları takip etmiş. Vejeteryan olmayan diğer çocuklar için evde her zaman iki tip yemek pişmiş, büyük olan kasede etli çorba, küçük olanda ise sebzeli çorba olurmuş.
Yemek odasından sonra yatak odasına geçtik. Tolstoy ve Sophia burayı 1888 yılında, son çocukları Ivan doğduğu zaman yatak odası olarak kullanmaya başlamışlar. Evlendiklerinde Sophia 18, Tolstoy ise 34 yaşındaymış. Aslında o dönemde eşlerin yatakları yan yana olmazmış. Ancak Tolstoy iki yatağı birleştirip eşiyle beraber yatmayı tercih etmiş. Dünyaya gelen 13 çocuk bu durumu iyi özetliyor sanırım ;)
Yataklarının üstündeki bu renkli örtüyü Sophia'nın kendisi örmüş ve işlemiş.
Yatak odalarında yer alan çalışma masasında Sophia eşinin yazı taslaklarının temiz kopyalarını çıkartır, eserlerinin kanıtlarını tutar, ev dökümanlarını takip edermiş. Hikayeler yazan Sophia'nın müzik ve resme de ayrı bir tutkusu varmış. Ayrıca fotoğrafçılıkla da uğraşmış.
Sophia bu evdeki tüm eşyaların da bir envanterini çıkartarak eşyaların günümüze kadar korunmasını sağlamış.
Bu da onun dikiş masasıymış...Patchwork çalışmalarını bu masada yaparmış.
Yatak odasından sonra hemen yan odaya, çocukların odasına geçtik. Tolstoy'un doğan 13 çocuğundan ne yazık ki sadece 8'i hayatta kalabilmiş, birçoğu çocuk hastalıkları yüzünden ölmüş. Bu odada Alexei, Alexandra ve Ivan kalmış. Alexei sadece 4 yaşına kadar yaşayabilmiş. Alexandra küçükken pek gözde değilmiş ama büyüyünce Tolstoy'un en önemli çocuklarından biri olmuş. Tolstoy'un son dönemlerinde onun yakın yardımcısıymış.
Ailenin son çocuğu, herkesin sevgilisi Ivan'a daha çok "Vanechka" diye seslenirlermiş. Daha çok küçük yaşlarda olağanüstü bir manevi duyarlılığa ve iyiliğe sahipmiş. 6 yaşındayken 3 dil konuşabiliyormuş. Ne yazık ki 7 yaşına basmadan bir ay önce kızıl hastalığı nedeniyle vefat etmiş. Onun ölümünden sonra Tolstoy kendini toparlayamamış ve çocuklar neden ölüyor diye devamlı kendini sorgulamaya başlamış...
Ivan'ın yatağının yanı başındaki bu yatakta ise onun dadısı yatıyormuş.
Çocukların yatak odasından sonra çalışma sınıfına geçtik. Bu masada çocuklar toplanır ödevlerini yapar, derslerine çalışırlarmış.Yurtdışından devamlı gidip gelen dadıları olurmuş, ayrıca anneleri Sophia da çocukların eğitiminde büyük bir paya sahipmiş. Onlara Almanca öğreten de yine Sophia olmuş.
Sallanan koltuğun üstündeki bu kılıfı Sophia kendi elleriyle işlemiş. Ne kadar becerikli bir kadınmış di mi? Hayran kalmamak elde değil!
Hizmetçilerin odasına göz atıyoruz... Burada hizmetçiler çamaşırlarını yıkar, asar, ütüleri, örgü ve tamir işlerini yaparmış. Evin en uzun süreli hizmetçisi Maria evin aşçısı Semyon ile evlenmiş, evlendikten sonra onlar mutfağın yanındaki odaya geçmişler.
Şimdi oğlanların odasına geçtik. Tolstoy'un ortanca oğulları Andrei ve Mikhail bu odada yaşamışlar. Uyudukları demir yataklar ne yazık ki günümüze kadar korunamamış.
İlk önce Polivanov Özel Gramer Okulu'na ardından Moskova Lisesi'nde okumuşlar.
Anne baba ve eve gelen misafirler onların müziğe olan yeteneklerine hayran kalırmış. Özellikle Mikhail çok güzel keman, balalayka ve akardeon (concertina) çalarmış.
Tolstoy'un yaşamı boyunca kızlarıyla ilişkileri daha iyi olmuş. Özellikle büyük oğlu Sergei ile arasında bir aşk-nefret ilişkisi varmış. Tolstoy günlük tutmayı çok seviyormuş, bu günlüklerinin birine Sergei için "aptal bir çocuk" demiş, fakat 10 yıl sonra bu günlüğü bularak bu cümlenin üstünü karalamış ve "yanılmışım, aslında çok akıllı bir çocukmuş" diye yazmış...
Oğlanların odasından sonra evin büyük kızı, portre sanatçısı Tatyana'nın odasına geçtik... Tatyana resim, heykel ve mimari kolejinde eğitim görmüş. Tatyana'nın stüdyo-odasını ziyaret eden konuklar onun arkadaş canlısı, neşeli, enerjik mizacını hemen farkederlermiş. Gösterdiği ilgi ve şefkat yüzünden evin küçük çocukları onu çok severmiş. Anne babasının ilişkisindeki gerginliği, kimse yapamasa da o yumuşatırmış.
Tolstoy'ların aile hayatının meraklı tanıklarından biri de bu siyah sehpa örtüsü olmuş... Tolstoy ailesi ve eve gelen konuklar bir tebeşirle bu siyah örtüyü imzalamış, daha sonra Tatyana bu 70 imzayı renkli iplerle örtüye işlemiş... O döneme göre ne harika ne yaratıcı bir fikir öyle di mi!
Burası da büfe odası... Uşaklar yemekleri mutfaktan buraya taşır, tabaklara burda servis yapıp yemek odasına götürürlermiş.
Büfe odasından geçip yine ilk geldiğimiz noktaya, antreye varıyoruz. Portmantoda asılı duran Tolstoy'un rakun kürkünden yapılmış paltosu camlı bölme ile çevrilmiş...
Şimdi merdivenlerden yukarı çıkıyoruz... Eve gelen misafirler, içi doldurulmuş olan ayının tuttuğu bu ahşap tepsiye kartvizitlerini bırakırmış.
Şimdi üst kattayız... Burdaki açık alanda Tatyana arkadaşlarıyla birlikte resim çalışmaları yapar ve Antinoi'nin büstünü sık sık model olarak kullanırlarmış. Küçük çocuklarda gün içinde burada oyunlar oynarmış, büyük metal tepsilere binerek merdivenden kayarlarmış.
Şu anda evin en büyük odalarından biri olan salondayız... Evin bu kısmı Tolstoy'un talimatlarıyla daha sonradan ilave edilmiş. Tolstoy ailesi burada misafirlerini ağırlar, aile kutlamalarını, müzikal ve edebiyat gecelerini bu odada düzenlermiş. Leo Tolstoy bu oval masada çalışmalarının metinlerini aile üyelerine ve yakın arkadaşlarına okurmuş.
Aynı masada 15 Nisan 1898 tarihinde çekilmiş bir fotoğraf... Tolstoy arkadaşları ve akrabalarıyla birarada... Yanında ayakta duran kişi eşi Sophia, sol en uçta oturan kızı Tatyana, sağ en uçta oturan ise oğlu Sergei.
Tolstoy'un sanatın en üst çeşidi olarak gördüğü müzik bu odada sık sık duyulurmuş. Ünlü Rus sanatçıları bu piyanoda çalar, Shalyapin de şarkı söylermiş. Piyanonun altındaki dişi ayı postu ise neredeyse Tolstoy'un hayatına mal olan 1858 avının bir hatırasıymış.
Rehberimiz bize kısa bir piyano valsi dinletti. Bu vals Tolstoy tarafından yazılmış, öldükten sonra arşivlerinde bulunmuş ve yakın bir arkadaşına kayıt ettirilmiş. Dinlediğimiz oldukça eski bir kayıttı ama çok etkileyiciydi...
Tolstoy gelen misafirleriyle satranç oynamayı da seviyormuş.
Şimdi salonun içindeki kapının önündeyiz. İçeri girmemize izin verilmeyen, içinde tablolar, duvar halısı ve pahalı mobilyaların yer aldığı bu oda büyük resim odası olarak anılıyormuş.
Salonda içilen çaydan sonra evin hanımı arkadaşlarıyla birlikte bu odaya geçerek nazik sohbetler edermiş. Daha basit bir hayatı tercih eden Leo Tolstoy bu odayı fazla aristokrat bulduğu için sevmezmiş, bu nedenle buraya "aptal resim odası" ismini takmış. Buraya arada bir onun ilgisini çeken misafirlerle kaynaşmak için girermiş.
Büyük resim odasının sehpasında duran, aile üyelerinin resimlerinden oluşan bu ahşap resim çerçevesini çocuklar anne ve babasına 30. evlilik yıldönümü hediyesi olarak yaptırmışlar.
Salonun yan kapısından birkaç basamak inerek alt kata iniyoruz... Aile bu koridora katakomp yani yeraltı mezarlığı ismini vermiş.
Şimdi Tolstoy'un ortanca kızı Maria'nın odasındayız... Odanın sağ tarafında yer alan yatak bir paravan ile ayrılmış. Bu odanın mobilyalarındaki sadelik ve alçakgönüllülük Maria'nın tüm hayatını yansıtıyormuş.  
Babasına ve onun görüşlerine en yakın olan kişi Maria'ymış. Babasına çalışmalarında sık sık yardım etmiş. Tolstoy kızının bu içten şefkatine çok değer veriyormuş. Tolstoy duygularını gösterme konusunda her ne kadar kontrollü olsa da Maria'yı çok sevdiğini ve ona karşı büyük bir hassasiyet gösterdiğini dile getirirmiş.
Mütevazı Maria'nın demir yatağındaki örtüyü annesi Sophia örmüş.
Maria'nın yanındaki oda ise kahya kadınla terziye aitmiş... 30 yıldan fazla bir süre boyunca Tolstoy ailesine hizmet eden kahya Avdotya, evin hanımı Sophia'nın büyük güvenine sahipmiş.
Evde toplamda 10 kişi Tolstoy'lara hizmet ediyormuş. Bir köylü gibi basit yaşamı devam ettirmek isteyen Tolstoy'u bir süre sonra evdeki bu hizmetçiler rahatsız etmeye başlamış. Sophia ve çocuklarına hizmetçileri çıkartıp her işi kendilerinin yapmasını teklif etmiş ancak bu teklife tüm aile şiddetle karşı çıkmış. 
Kızlarının lüks giyinmeleri de Tolstoy'u rahatsız eden bir durummuş. Giydiğiniz her elbisede, her kumaşta kaç işçinin emeği var biliyor musunuz diyerek kızlarına sitemde bulunuyormuş.
Burası da evin uşağı Ilya'nın odası... Ilya'nın yemekleri servis etme, gelen konukları ev sahibine haber verme, odaları toplama, yağ lambalarını tamir etme, evin hanımı ve çocuklara balolarda eskortluk etme gibi görevleri varmış.
Tolstoy hastalandığı zaman ona Ilya bakmış. Fakat Tolstoy bu durumun insanları ahlaki açıdan bozacağını düşündüğü için, hizmetçilerin yardımından genelde kaçınırmış.
1888'de Ivan doğmadan önce burası Tolstoy'ların yatak odasıymış. Daha sonra bu odaya küçük resim odası ismini vermişler. Tatyana bu odada misafirlerini ağırlar ve resimler yaparmış. Duvardaki resimler de onun fırçasından çıkmış... Ayrıca Tolstoy'ları ziyarete gelen akraba ve misafirler bu odada kalırmış.
Burası da tabak çanak odası...
Bu odada günlük olarak kullanılmayan yemek takımları, çay takımları ve mutfak gereçleri saklanırmış.
Merdivenlerin arkasındaki bu minik bölme de turşu ve konserve odası olarak kullanılmış.
Merdivenlerden tekrar aşağıya indik. Sağ tarafımızda Tolstoy'un çalışma odası sol tarafımızda ise güne hazırlandığı odası duruyor. Tolstoy genelde sabahları erkenden 7 gibi kalkarmış. Bu odada kendini yıkar ve giyinirmiş. Her sabah ağırlıklarını kaldırarak egzersiz yaparmış. Kışları odunluktaki odunları testereyle keser, deste halinde eve taşır ve çalışma odasındaki sobayı bu odunlarla kendisi yakarmış. Daha sonra bahçedeki kuyuya gidip varile su doldurur, bir kızak yardımıyla bunu eve taşırmış. Biraz gezinti ve yemekten sonra Moskova'da öğrendiği ayakkabıcılık ile uğraşır, kendine ayakkabı yaparmış.
Tolstoy'un hobilerinden bir diğeri de bisiklete binmekmiş. Üstteki bisikleti 67 yaşındayken kullanmış. Yaşına rağmen ne kadar aktifmiş di mi? Bu yaşta bu enerjiye helal olsun diyorum ;)
Burası da Tolstoy'un çalışma odası... Tolstoy her ne kadar yazı çalışmalarının saatini sabah 9.00-10.00 gibi başlayıp öğlen 15.00-16.00'da bitecek şekilde ayarlasa da bundan daha uzun süre masasında kalırmış. İleri derecede miyop olduğundan, metinlerini daha yakından görebilmek için sandalyesinin bacaklarını kısaltmış. Düşünceleri nedeniyle kiliseden aforoz edildikten sonra, 1901 yılında yazdığı "Kilise Meclisine Cevabım" Moskova'da kaleme aldığı en son çalışması olmuş.
Tolstoy'un müze haline getirilmiş evini sizlerle elimden geldiğince paylaşmaya çalıştım. Umarım Tolstoy sevenler için hem doyurucu hem de keyifli bir yazı olmuştur...
Ayrıca internette Tolstoy'un son zamanlarında eşi Sophia ile yürüyüş yaparken, Khamovniki'deki bu eve girerken, Yasnaya Polyana'daki diğer evde, çocuklarıyla birlikte, odun keserken çekilmiş görüntülerinden oluşan, belgesel niteliğinde sessiz bir film buldum. Çaykovski’nin piyano sonatı eşiliğinde izlediğim görüntüler beni pek bir duygulandırdı, merak edenler buradan ulaşıp izleyebilir.

Not: Tolstoy'un Yasnaya Polyana'daki eviyle ilgili yazımı da buradan okuyabilirsiniz...

64 yorum:

  1. Nonim imzalı örtüyü görmüşün işte güzelim :) ama tercüman (1998 yılında) bize o örtü için kızının demişti :)

    YanıtlaSil
  2. Nonim harikasın ellerine sağlık ...bu kadar bilgiyi aklında tutup o güzel resimlerinle buraya aktarman müthiş...ben hayatta tutamazdım :)

    YanıtlaSil
  3. Harika anlatmissiniz. Emeginize saglik. Cok tesekkur ediyorum ve sizi zevkle takip ediyorum.

    Sanirim birkac yil icinde Rusya'yi ziyaret edecegim. Sadece fotograflar ve anlatim olmuyor, o havayi da solumam lazim.

    Tekrar tesekkurler.

    YanıtlaSil
  4. Ellerine sağlık Noni. Belgesel izliyor gibi hissettim kendimi. Çok detaylı ve açıklayıcı. Teşekkürler paylaştığın için :)

    YanıtlaSil
  5. nonim harikasın..sabah sabah çok iyi geldi bu ..

    YanıtlaSil
  6. Merhaba sevgili Noni,
    Moskova'ya çok eskiden gitmiştim.1991 de...:)
    Fakat burayı gezmemiştik.
    Valla görmüş kadar oldum.Harika anlatımın ve birbirinden güzel resimler için çok teşekkürler..

    YanıtlaSil
  7. vay be... bu yazı için kendi adıma çok çok teşekkür ediyorum sana nonicim. Ve Facebook hesabımda da paylaşıyorum izninle.

    YanıtlaSil
  8. şahane bir yazı,aklınıza ellerinize sağlık.
    E.Nur

    YanıtlaSil
  9. Çok hoşuma gitti bu yazı ve resimler! Görebildiğin için de ayrıca şanslısın Noni!

    YanıtlaSil
  10. Ben çok beğendim sevgili Noni, ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  11. Çok teşekkür ederim. Harika bir yazı olmuş. Emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
  12. nonim sabah sabah ne iyi geldi bir bilsen...Zaten eskilerde doğmam gerektiğini düşünen biri olarak kendimden geçtim.Harika anlatmışsın ellerine sağlık,sevgiler :)

    YanıtlaSil
  13. Nonim eline, ayağına objektifine sağlık kuzum.. Bu paylaşımın uzun ve bir okadarda eğlenceliydi. Tüylerim ürperdi resmen. Fotoğraflara bakar gibi hissetmedim resmen ordaymışım gibi oldum. Harikasın....

    YanıtlaSil
  14. harikasınız teşekkürler.
    Elif Ç.

    YanıtlaSil
  15. Beğendiyseniz ne mutlu bana :) Rehberin anlattığı bazı şeyleri not aldım. Ayrıca her odanın başında o odayla ilgili bir açıklama yazısı vardı, onların da fotoğrafını çektim ve bloguma bu yazıyı yazarken o bilgileri tercüme ettim.
    Elçinim hayatta ben de bu kadar şeyi aklımda tutamazdım :)
    kirazzade; paylaşabilirsin canım tabii çok memnun olurum :)
    tarçınım tercüman doğru söylemiş ;)ben evdeki her örgü ve nakışı evin hanımı yapıyor diye bu örtüyü de Sophia yaptı zannetmiştim ama odayla ilgili yazıyı okurken bir baktım ki Sophia değil kızı Tatyana yapmış hee heee :)

    YanıtlaSil
  16. ben de teşekkür ediyorum birçok kitabını okudum ve çoğu kişinin aksine ben kitaplarından keyif alırım tolstoyun, bu resimlerle hayranlığım arttı çok teşekkürler

    YanıtlaSil
  17. Harika!!!Teşekkürler Noni benim gibi edebiyat aşığına nasıl bir hazine bu bilemezsin.Neredeyse tüm Avrupa'yı gezdik ama Rusya olmadı bir türlü sayende ben de gezmiş kadar oluyorum.Tekrar teşekkür ederim.Sevgiler...

    YanıtlaSil
  18. Tesadüfen gaykedi ' nin sayfasında gördüm bloğunuzu...iyikide girmişim.tolstoy'un evini sayenizde görmüş olduk.etkilendim açıkçası.teşekkürler

    YanıtlaSil
  19. Bir gezi ancak bu kadar güzel aktarılabilir.Yorumlayan tüm arkadaşlar gibi bende çok beğendim.Ellerinize sağlık,teşekkürler.mstfa.Ank.

    YanıtlaSil
  20. O ayakkabılar ne harika. Tolstoy'un rahatsız olacağı kadar lüks ama, özellikle dönem şartları düşünülürse. Bir Tolstoy aşığı olarak, fotoğraflara bakarken bile heyecanlandım :)

    YanıtlaSil
  21. Teşekkürler Noni,
    çok güzel bir post olmuş bu. anlatımın akıcı, resimler çok canlı. ellerine, emeğine sağlık. gitmiş görmüş kadar oldum:))
    sevgiler,
    dilek

    YanıtlaSil
  22. Süperrrrrr..Çok çok açıklayıcı bir yazı.:Sanki bir an evin içinde sandım kendimi...
    Eline sağlık...

    YanıtlaSil
  23. Eline saglik noni, merakla baktim butun fotograflara, sende bize gitmis kadar bir tur yaptirdin, mutlu oldum :)

    YanıtlaSil
  24. kaç gündür bu yazını bekliyordum :) cok etkilendim cok guzel yorumlamıssın yüreğine sağlıkk..

    YanıtlaSil
  25. :)) çok güzel bir yazı olmuş, detalı ve görseller harika:)

    YanıtlaSil
  26. yazınızı okumak bizim için de güzel bir gezinti oldu,teşekkürler

    YanıtlaSil
  27. Ahhh sizler de benim gibi keyif aldıysanız benden mutlusu yok o halde :)
    Bu hafta Gorki'nin evini ziyaret ediyoruz, eğer fotoğraf çekimine izin verirlerse burayı da mutlaka paylaşacağım sizlerle ;)

    YanıtlaSil
  28. Muhteşem ve doyurucuydu...Gidip gördüm sanki..Mobilyaların ahşapla karışmış cila kokusu bile burnuma geldi :)

    YanıtlaSil
  29. Cok guzel bir yazı olmus, hic sıkılmadan okudum. Gezi programlarına Rusyayı da eklemek lazım artık... :)

    YanıtlaSil
  30. Noni'm burda olsan teşekküp edip boynuna sarılacağım:)))Harika, muazzam. Tüm Rus yazarları hakkında ne gördüysen bekleriz bundan sonra:)
    Rus resimlerini de elbette.
    Twitter adresimden paylaşıyorum ben de izninle. Gidemeyenlerin görmesi için. Bu kadar ayrıntılı hiçbir yerde yoktur herhalde:)

    YanıtlaSil
  31. emeginiz icin tesekkürler harikaydi

    YanıtlaSil
  32. Ne kadar güzel bir yazı hazırlamışsınız. Çok teşekkür ediyorum size. Çok sevdiğim bir yazarın evini gezmiş oldum sayenizde...Elinize sağlık....

    YanıtlaSil
  33. Benim için bu post bulunmaz kaftan,çok çok beğendim.Gezmiş kadar oldum herşeye yakından baktım ,müzik eşliğinde görüntüleri de izledim.Çok teşekkürler:))

    YanıtlaSil
  34. Hiç sıkılmadan, büyük bir zevkle okudum. Ellerine sağlık Noni ^.^

    YanıtlaSil
  35. İşte buna bayıldım, hep gez hep yaz.
    Sanat adına olan yazı ve gezi yazılarına detaylı yazanlara hastayım yaşa sen mucx

    YanıtlaSil
  36. bayan sofia da tam bir yuva yapan dişi kuşmuş.

    YanıtlaSil
  37. Gezmis kadar oldum ben de okurken, tesekkurler:)
    The last station filmi -ne kadari gercegi yansitiyor bilinmez- hayatinin son doneminde Sofyayla ask-evlilik-dirdir iliskilerini anlatiyor, oldukca guzel, bu resimlerin ustune izlemek guzel olabilir.
    Sevgiler,

    YanıtlaSil
  38. bayıldım Noni! çok teşekkürler.
    eşyaların bu zamana kadar bu kadar iyi korunması beni çok etkiledi.

    YanıtlaSil
  39. Çok güzel olmuş, teşekkürler.Gözümde canlandı hayatları, fotoğraflar da çok güzel.

    YanıtlaSil
  40. Noni az önce bı arkadaşımla çekilmiş fotonu gordumm şoktayımmm :))))

    YanıtlaSil
  41. Noni,merakla bekliyordum belki gider bize kendi gözleriyle anlatır Tolstoy evini diye. Süper bir yazı olmuş ellerine sağlık :)

    YanıtlaSil
  42. Nonicim, sen ne iyi bir insansın . Görmemiz, gezmemiz neredeyse, en azından benim için şu an imkansız olan bir yeri ayağımıza getirdin. Detaylı detaylı yazdın anlattın. Orada yaşamış kadar oldum. Çoook etkilendim.
    ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  43. çok çoook güzeldi,ellerine sağlık..

    YanıtlaSil
  44. çok hoş bir yazı olmuş. Ellerine sağlık noni

    YanıtlaSil
  45. elinden geldiğince mi resmen gezmiş kadar oldum, oralardaki kültür elçimiz gibisin walla dedidiğim gibi bayılıyorum bu turlara :)

    YanıtlaSil
  46. başarılı Tolstoy'un arkasında marifetli bir Sophia varmış onu öğrendim. kızının yaratıcılığına diyecek yok. ne güzel bilgiler edindik sayende. harika bir yazı olmuş Nonicim, hayranlıkla okudum, gezdim :)

    YanıtlaSil
  47. harika yaa. bizzat gezmiş gibi oldum. teşekkürler Noni'ciğim :)

    YanıtlaSil
  48. Hayran kaldim... Verdigin bilgiye, eve, herseye....

    Tesekkurler Nonim....


    xoxoxoxo

    YanıtlaSil
  49. Çok çok sevmem bir yana birbirinden bağımsız ayrıntılardan çok etkilendim..
    Başlıyorum;
    Öncelikle bin kere dedim yine diyorum Sibel kesinlikle çekimlerinden oluşan, ekli bilgilerinin yer aldığı bu muhteşem arşivlerini derle topla bir şey yap. Evet blog harika ama burada saklı kalmasın, kalmamalı. Bu tat bu doku ne bileyim.. :)
    Mükemmel kareler, çok zevkli bir ev, eşyalar. Benim için bugün döşesem döşeyeceğim ev.. Tabak çanaktan, kanepeye kadar kusursuz bukduğum bir stil. :)
    En can alıcı nokta ise ülkemizle de iniltili.. Müze haline dönüştürülmesi zaten bir yana, bu kadar ayrıntının böylesine özenle muhafaza edilmiş olması, sanata, insana verilen değer, kültüre, mirasa sahip çıkılması adımıza çok dersler çıkarılacak şey..
    Rusya'ya geldiğimizde evde oturup, çay/kahve içip rahat rahat sohbet edelim bari.. E gelmiş kadar oluyorum ben! :)
    E.

    YanıtlaSil
  50. Noni ellerine sağlık çok başarılı bir hazirlik ile biz noni severleri bilgilendirdin. Tarihe bayilirim cok ilginc bir yasami varmis Tolstoy'ün sayende gormus olduk
    Fotograflarin da cok basarili canim supersin ! :)
    Okurken keske bizim dergiye de boyle bir yazi yazsaydi dedim valla :)

    YanıtlaSil
  51. Agzim acik okuyup, fotograflara baktim ve o kadar yil boyunca esyalarin bu kadar ozenle nasil korunduguna inanamadim. Sanki hala evde birileri var gibi..

    YanıtlaSil
  52. sayende gezdim valla, bayıldım çok iyiydi teşekkürler noni

    YanıtlaSil
  53. HARİKALAR YARATMIŞSINIZ .ÇOK BİLGİLENDİM.GÖRSELLİK MÜKEMMEL.EMEĞİNİZ BENİ VE SANIYORUM BİRÇOK KİŞİYİ MUTLULUĞA BOĞDU.ALLAHTA SİZİ MUTLULUĞA BOĞSUN

    YanıtlaSil
  54. Cok buyuk bir heyecan ve mutlulukla okudum. Fotograflar ve paylasimlar harika
    Yureginize saglik

    YanıtlaSil
  55. Bu şahane fotoğraflar ve yazı için teşekkürler, keyifle okudum ;))

    YanıtlaSil
  56. Yazı ve fotograflar icin tesekkurler. Yazarların özel hayatları hep ilgimi cekmistir. Tolstoy'un evine gitmis ka<dar oldum.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  57. çok beğendim.emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  58. elerine salık ya çok hayretle izledim muhteşem çok güzel izlerken çok meraklı bir şekilde izledim evinin içini çok merak ediyordum içini gezmiş kadar oldum yani...

    YanıtlaSil
  59. Geçen ay Moskova'ya turistik bir gezi yapmış, Tolstoy'un evini de zar zor bulup ziyaret etmiştim. Bu yazıda gezi zırasında gözümden kaçan bazı ayrıntıları da öğrenmiş oldum. Emeğinize teşekkürler. Bahri Bey

    YanıtlaSil
  60. Merhabalar,
    Blogunuzla yeni tanıştım ne mutlu bana... Hayran kaldım çok güzel bir paylaşım olmuş teşekkürler...

    YanıtlaSil
  61. Çok güzel..Bu paylaşımınız mükemmeldi. Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  62. Harika... Yeniden gezmiş gibi oldum:)

    YanıtlaSil

Saygı sınırını aşmadığınız sürece tüm yorumlarınız yayınlanacaktır, teşekkürler...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...