30 Ağustos 2011

Bayramınız Kutlu Olsun!


Sabah bayramlık giysilerimi giyip annişle babişimin elini öpmek, tüm sevdiklerimle bayramlaşmak, bir yandan yine bu bayram bozduk rejimi diye düşünüp öte yandan anneannemin kendi elleriyle yaptığı cevizli baklavayı arka arkaya lüpletmek, babaannenin kalem gibi sardığı dolmaları mideye indirmek, tüm akrabaları ziyaret etmek, herkesin hal hatırını sormak varken bu bayramı prensimle kukumav kuşları gibi geçireceğiz, gurbetlik zor ama önemli olan gönüllerimizin bir olması öyle di mi?
Hepinizin Ramazan ve Zafer Bayramı'nı en içten dileklerimle kutlarım!

29 Ağustos 2011

Bugünkü Noni: Tostoparlak :P

Sen cafe/restaurant tanıt üstüne nur topu gibi bir post yap olacak iş değil valla :)
2-3 gündür kafam kazan gibi neden diye soracak olursanız beynimin içinde çın çın çınlayan bir ses bana beşşşş sekizzzz ellisekizzz, beşşş sekizzz ellisekizzz hadi yavrum altmışa gelmekteyiz diyor!
Laa laaa laaa hayır duymak istemiyorum kiloları laa laaaa!!!
Hıı hı doğru bildiniz yakın zamanda tartıldım ve acı gerçekle karşılaştım. Gidişatım çok kötü bu yüzden ciddi anlamda rejime girmeliyim, giriyorum, sanırım bu sefer kararlıyım evet kesin girdim.
Girdim deeee... Obur bir boğa hatunu olarak tatlıya nasıl dur diyeceğim orası tam bir muamma işte!
Neyseki etrafım çiroz yavruşkalarla dolu da onlar beni birazcık kamçılıyorlar :) Şrakkk!
Kilolardan sonra ikinci şikayet bölgesine geçiyorum. Hazır mıyız :)
Şu sıralar böyle değişik saç örgülerine bayılıyorum ama maalesef kendi saçıma uygulayamıyorum çünkü benimkiler çok KISAAAA! Saçımı kestirdiğim için erken erken bir pişmanlık duygusu sardı beni. Hele sabahları benim için tam bir kabus, hepsi tepede toplanmış tam bir top kafa olarak güne merhaba diyorum, her yer tostoparlak maşallah!
Oturup 1 yıl uzamasını beklemekten başka yapacak birşey yok maalesef! Böyle güller çiçeklerle kısa saçı gözüme şirin göstermeye çalışıyorum.Napalım kendim kaşındım!

Topyekün günaydın herkese :)

28 Ağustos 2011

Uilliam's

Evimizin bir alt sokağında yeni bir restaurant açıldı; Uilliam's. Ne zaman önünden geçsek tıklım tıklım dolu olunca var bunda bir keramet dedik. Rezervasyonla bir gün sonrasına yer bulabildik ve haftasonu denedik. Benim gördüğüm Moskova genelinde mekanların oldukça kasvetli olması ama burası hiç öyle değil, ortam çok keyifli. Dileyen içeceğini alıp ön kısımda minderler üstünde oturuyor ve piyasa yapıyor ;) Kalabalık olmasına rağmen servis hızlı, zaten mutfak önde olduğu için yemeğinizin ne zaman çıkacağını görüyorsunuz. En önemlisi İngilizce bilen "güleryüzlü" garsonlar var ;) Salataları güzel, ana yemekleri ise idare eder. Ama keyifli bir akşam geçirmek isterseniz denemeye değer ;)
Adres: Ulitsa Malaya Bronnaya, 20a
Tel: +7 (495) 650 64 62

27 Ağustos 2011

Bu Mudur? Budur!

Moskova'da heryerde, her sokakta öyle güzel arabalar karşıma çıkıyor ki! Bir hafta favorim Maserati oluyorsa, öteki hafta Jaguar'a dönüyor. Jaguar'ın papucunu dama atan ise Mercedes CL 500 oldu! Anahtar teslim fiyatı €240.000 ;) Arabalarda mat siyah renge bayılırdım ama şimdi fikrimi değiştirdim mat gri kesinlikle çok daha cool!
Uuuu baby come to mama :)
Nasıl ama muhteşem di mi!!!

26 Ağustos 2011

Twigs & Honey

Elimde değil! Anneannemin sandığından çıkmış gibi, bu zamana ait olamayacak kadar romantik, böyle uçuş uçuş ve pastel tonlarda olan herşeye bayılıyorum! Buna saç aksesurları da dahil! Ama haksız mıyım lütfen söyleyin bana ;)
Bu birbirinden romantik saç tokası, taç ve gelin duvakları Twigs & Honey'de...
Biraz ilham almak veya sahip olmak isterseniz tık tık.

25 Ağustos 2011

Arz-ı Endam

Gazetelerimizde Rusya ile ilgili bir haber okumaya bayılıyorum, haberin önem değeri açısından değil canım sırf haberin altındaki yorumları merak ettiğim için :) Geçen gün bir gazetede kaldırım çalışmaları yüzünden ince topuklularıyla istedikleri gibi arz-ı endam edemeyen Moskovalı yavruşkaların nasıl çileden çıktığı yazıyordu. Alttaki yorumları okudum, bir yurdum erkeği "aman dikkat edin kızlar düşmeyin bitene kadar buraya gelin" diye yazmış, öteki "kıyamam ben sizin o ayaklarınıza" demiş. Bizimkilerin Ruslara karşı bu engin sevdası beni gülmekten öldürüyor doğrusu :)
Fakat yavruşkalar kaldırım isyanı konusunda haksız da sayılmazlar... Geçen gün yürürken ayağımı burktum, dizimden kırt diye bir ses çıktı, acısı 3 hafta geçmedi :( Bu çalışmalardan nasiplenmemek için artık hep ara sokakları tercih ediyoruz... 
Bu arada daha önce denemek aklıma gelmemişti, arkadaşım Ece'nin tavsiyesiyle ben de American Eagle Outfitters ile tanıştım. Neden bu zamana kadar beklemişsem?! Likralı kotları inanılmaz rahat!
İpek bluz ise Anthropologie'den, ablam verdi, canım ablamla her zaman kıyafet paylaşımı yaparız, işte size abla-kardeş olmanın güzel yanlarından biri daha :)
Bir sonraki postumun konusu ise çiçekli tokalar...
Hepinize mis kokulu bir gün dilerim!

p.s. Şimdi farkettim siyah-beyaz fotoğraftaki duvar kağıdı ile üstümdeki bluzun çiçekleri aynıymış!

24 Ağustos 2011

Kusursuz Makyaj Yoktur :)

Sizler de makyaj konusunda benim gibi misiniz? Ben bir üründen memnun kalsam bile en iyiyi, en mükemmeli aramaya devam ediyorum. Biz kadınları mutlu etmek zor derler, gel de bu söze inanma şimdi :)
Rimel konusunda en son size Max Factor False Lash Effect'ten bahsetmiştim, deneyen kimi arkadaşlarım fırçasını sert bulduklarını söyleseler de ben memnun kaldım, hem hesaplı hem etkili bir rimel bana göre...
Ama dediğim gibi her zaman farklı ürünleri denemekten hoşlanan maymun iştahlı iradem sineği soktu bana yine, ya bundan daha iyisi varsa diye :P
Bu fişfikleme sonucunda Lancome'un Hypnose Drama ve Chanel'in Sublime De Chanel rimellerini denedim. Lancome bir nebze daha iyi çıktı. En azından seyrelmiş boyacı fırçasına benzeyen kirpiklerimi bir araya getirip ortaya çıkartabildi. Ama Sublime De Chanel tam bir hayal kırıklığı oldu benim için, verdiğim paraya acıdım desem yeridir! Kıvırma özelliği varmış pehhh! Fırçayı bir gözüme sokmadığım kaldı ama ne kıvırması, tek yaptığı sanki çoklarmış gibi kirpiklerimi tek tek ayırmak oldu! Ki ben nefret ederim bundan, kirpiklerimin birbirine yapışık olması daha hoşuma gider. Tüm bunları bir araya getirince bunlardan daha hesaplı olan Max Factor favori rimelim olarak yerini koruyor diyebilirim...
Gelelim kapatıcılara... Son olarak Dior'un Diorskin Nude kapatıcısını kullandım, siz henüz kullanmadıysanız aman diyorum sakın teşebbüs dahi etmeyin :) Aldığıma pişman olduğum şeyler listesine bu da en üst sıralardan giriş yaptı... Çok rahat sürüyorsunuz ama mimikler devreye girdiği andan itibaren kapatıcı çizgi çizgi göz altlarında sırıtmaya başlıyor. 
Bu konuda çok ama çoook mutlu kaldığım ürün ise Lancome Effacernes göz altı kapatıcısı, hem çizgileri kapatıyor hem de gün sonuna kadar kalıcılığını koruyor...
Gelelim göz farlarına... Siz de farkettiniz mi bilmiyorum ama markası ne olursa olsun göz farı paletlerini bulmada ben çok zorluk çekiyorum. Uyanık kozmetikçiler tek tek alınsın daha çok satılsın mantığı ile hareket ettiklerinden olsa gerek bu tip paletleri üretmekten kaçınıyorlar... Olanlar da 3'lü veya 5'li farlar şeklinde olur ki ben genelde istediğim renkleri hiç bir arada bulamam. Hem sevdiğim renk tonlarında hem de seyahatlerde çantamda rahatça taşıyabileceğim pratik bir palet ararken karşıma Alman kozmetik markası BeYu'nun Heartbreaker Eyeshadow Palette (No.05)'i çıktı. Hem de çok uygun bir fiyata! Kullandım ve çok memnun kaldım, göz kapaklarında birikme yapmıyor, günün sonunda rengi de uçmuyor.
Son olarak uzak durulması gerekenlerden birine Benefit'e değineceğim... Benefit'in eğlenceli ve vintage görünümlü ambalajları beni oldum olası cezbetmiştir. Bu kadar özenli hazırlanmış kutuların içindekiler de mutlaka çok özel olmalıdır diye düşündürmüştür beni... Ama dudak parlatıcısını denedikten sonra yoksa bu renkli ambalajlar sadece göz boyamadan mı ibaret diye şüphe etmeme neden oldular. Parlatıcı o kadar ağır ki dudağınızda yapış yapış kalıyor ve yoğunluğundan ötürü bir süre sonra birikme yapıyor.
Benim makyaj kritiğim şimdilik bu kadar... Unutmayın; kusursuz makyaj malzemesi yoktur, kusurları bulan ve onları itinayla örten akıllı kadınlar vardır ;)

22 Ağustos 2011

Afimall & Dev Matruşkalar

Bu hafta sonu Moskova'yı sel aldı resmen, bir yağmur ki sormayın gitsin! Hal böyle olunca da kendimizi kapalı bir mekana atmak istedik. Prensimin önerisi ile yeni açılan Afimall (АФИМОЛЛ) alışveriş merkezine gittik.
AVM çok güzel ve ferah, bu ferahlık biraz da mağazaların bir kısmının henüz açılmamış ve herkes tarafından henüz keşfedilmemiş olmasından kaynaklanıyor tabii...
Ama alışverişe ve süse pek meraklı yavruşkaların yakında burayı da mesken tutacağına adım gibi eminim ;) Uuuu hello beybi!
Doors grubuna ait Kitchenette Afimall içinde açılmış, pek bir mutlu olduk, hemen içeri girip İstanbul Kitchenette günlerimizi yad ettik! Yumurtadan nefret eden biri olmama rağmen menüde menemeni görünce pek bi duygulandım, Allahım bugünleri de mi görecektik!
Ağzımın kenarında beni Batman'daki Joker'e çeviren bir uçuk çıktı, neyseki gülerek kamufle edebiliyorum kendisini! Hmm bir de saçlarım elektriklenip şekle girmedi o gün, anladınız siz nedenini!
Şeyyy... Ben fotoğrafı çekilirken elini kolunu nereye koyacağını bilemeyenlerdenim :) Kurtarıcı olarak yanda bir tırabzan görüp hemen temasa geçivermişim ama el birazdan Fatih Ürek'in yılan dansına başlayacakmış gibi kalmış öyle hii hii :)
AVM'nin en üst katında dev matruşkalar sergileniyor... Meğer aynı sergi alanında o gün Afiland çocuk şenliği de varmış, sesini son volümüne kadar kullanan çocuk korosu eşliğinde fotoğraf çekmeye çalıştım ben de, Tanrı beni sınıyor olmalı!
Tüm matruşkalar gerçekten çok etkileyiciydi...
Bir bluzu insan sadece arka detayı için alır mı? Detay dediğim de üç tane minik düğme :) Ama bazı kıyafetler öyle bana ait oluyor ki benim olması gerekiyor :) Eteğim Zara'dan, bluz River Island'dan (keşke TR'deki kapanmasaydı), yüzük Diva'dan, kolyeyi ise geçen sene Forever 21'dan almıştım...
Bunları yazarken bir yandan da kıkırdıyorum, uzun süredir bir kıyafetimi böyle baştan ayağa yazmamıştım, şimdi biri kalkıp "bana ne nerden aldıysan aldın haspam!" dese de yeridir yani susar otururum aşağı hii hiii :)
Herkese afilli bir hafta dilerim!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...