26 Aralık 2012

Dünkü Biz :)

Tanrımmmm ipad'den post yapmak ne zormuş böyle! Blogger ile hiç uyumlu değil, fotoğrafları eklemek bir dert yazıyı yazmak ayrı bir dert! Dünden beri uğraşıyorum ama bir türlü başaramayınca prensin bilgisayarına tünedim :) Bu postu yayınlayabilirsem kocaman bir aferin göndereceğim kendime :)
İzmir şansımıza harika bir havayla karşıladı bizi! Nil'im bol bol D vitamini aldı, Moskova öncesi bu vitamin takviyesi bize çok iyi geldi :)
Güneşi görünce paltomu bile fora ettim!
Kolyem İpekyol'dan...
Botlarımı da dün İzmir'den aldım ;)
Şimdilik bu kadaaaar!

24 Aralık 2012

Veeee

21 Aralık'ı atlattık hadi cümleten hepimize geçmiş olsun :) Kıyamet kopmadı ama bizim evde her gece küçük çapta bir kıyamet kopmakta! 21 Aralık'tan yırttık derken Nil meteoruna çarptık hee hee :) Her sabah güne gülücüklerle başlayıp ciyaklarla bitiriyoruz. Şu dişler çıkacaksanız çıkın artık kızımı da beni de daha fazla yormayın! Bu size son ihtarım!
Bugün yola çıkıyoruz. Bu benim için biraz buruk bir seyahat olacak ahh ahh neler var size yazmak istediğim ama gel gelelim yedi ceddim bu blogu biliyor :) Hadi sıkıysa yaz şimdi! Aslında şöyle bir güzel içimi dökmeye ihtiyacım var ama ııı-ııhhh maçam yemiyor :) Şimdi ben gak desem biri aha noni gakladı bak gördün mü diyecek, öteki çıkıp vay sen nasıl gaklarsın diyecek, amaan deli miyim ben be başıma dert alıcam :) Kuzu kuzu çekilişimi yapar bir köşeye çekilirim ben :)
Bu ayki çekilişte çok enteresan bir sonuç çıktı. Kazanan numaralar 1 ve 5 rakamlarından oluştu. Random.org beni kafaya mı aldı bilmiyorum ama ben tırstım ha!
15. sıradaki Gül Saim & 51. sıradaki Crafty Engineer 2012'nin son çekilişinin kazanan isimleri oldular. Sizleri tebrik ediyorum kızlar ve katılan herkese de kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum!!!
2013'te nice renkli çekilişlerde buluşmak dileğiyleeee!

21 Aralık 2012

2012'nin Son Çekilişi

Büyük gün geldi çattı ha :) Belki de bu her anlamda yaptığım son çekiliştir, belki topyekün finito lamatito dünya deriz kimbilir :) Hayır o değil de ben neyi düşünüyorum biliyor musunuz? Şirince'de konaklamaya 10 bin dolar bayılan o sivri zekaların 22 Aralık'ta otelden çıkış yaparken alacakları yüz ifadesini :) Otel veya pansiyon çalışanları içlerinden kıkır kıkır gülerler heralde hee hee :P Nasılsa bugün hep birlikte görücez anyayı konyayı :) Neyse konuyu dağıtmadan, gelelim bizim çekilişe...
Bu ayki çekilişim daha çok anneler, teyzeler veya halalara hitap ediyor :) Bu minik patikler bakalım hangi minik prense gidecek?
Yaptığım bu mavili cam yüzük de anneye (teyze veya halaya) gidecek ;) 
Bir başka okuyucumun minik prensesine ise bu pembiş patikler gidecek...
Yanında yine benim yaptığım bu cam yüzük de bonusu olacak :)

Bu ayki çekilişte yer almak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey aşağıdaki soruya yanıt vermeniz:
"Eğer bugün gerçekten dünyanın son günü ise bugüne kadar ne yapmadığınız için pişmansınız?"
Haydi bakalım cevapları heyecanla bekliyorum! Beni fazla bekletmeyin ha en azından şu göktaşı çarpana kadar okiyim yazdıklarınızı :)
Şimdilik adiyos amigossss :)

19 Aralık 2012

4.5

Selammmmm! Gece 2 ben uyumalıyım burda işim neee :) Ama baktım ki Aralık ayında sadece 2 post yapmışım, bu bana yakışmaz bari üçliyim dedim, ha yakında bir de bu ayın çekilişini yapıcam etti mi 4 buna da şükür :) Bir yavrinin anne olduktan sonra nasıl değiştiğini post sayısından bile anlayabilirsiniz! 2010 senesinde Aralık ayında 23 yazı girmişim, 2012'de sadece 2 hii hii :) 
Nil'im 4 buçuk ayı devirdi! O artık 7 kilo & 65 santim boyunda koca bir kız oldu :) Nil büyüdükçe, etrafı daha meraklı gözlerle (ve tabii elleriyle) keşfetmek istedikçe birlikte vakit geçirmek çok daha eğlenceli olmaya başladı. Her gün yeni bir numarası ortaya çıkıyor ve ben her sabah heyecanla acaba bugün ne yapacak bizim prenses diye uyanıyorum. Kesinlikle emin olduğum bir şey var ki annelik ikinci aydan itibaren çok daha keyifli bir hal alıyor! Ahh bir de şu saç çekmelerimiz olmasa ;) Bacak kadar boyuyla ufff nasıl da acıtıyor valla gözümün yaşına bakmıyor! İşin kötü yanı zilli kendine bir yer belledi, sürekli el orada, yolda yürürken önünüzden ensesinin sol tarafı kelleşmiş bir kadın geçerse korkmayın, yüksek ihtimalle o yavrucak ben olabilirim :) Ben demişken kilolarım  hala benimle, ne zaman gideceksiniz diyorum ay biz böyle iyiydik daha karpuz keseceğdik diyorlar :P 66 kiloyum, şu tartı ne zaman 65'i gösterecek meraktayım! Merakımın yanında bir de dağılmış durumdayım! Bir yandan Moskova'ya hazırlık (hava durumunda -22'leri gördükçe daha gitmeden dişlerim takırdamaya başladı bile!), diğer yandan İstanbul'daki evin işleri ve araya girecek olan bir İzmir seyahati ile 2013'e muhteşem bir giriş yapacağız gibi gözüküyor. Aaa dur bi dakka ya daha 21 Aralık olayı vardı di mi?!!! İster misiniz bu son postum olsun ve ben postu sereyim hii hii :) Hadi tutmayın beni daha fazla, kalın sağlıcakla!

p.s. Bu güzel fotoğrafları çeken canım hamişim Selin'e kocaman sevgilerimi & öpücüklerimi gönderiyorum :)

05 Aralık 2012

Acımtrak

Saat gece 3 buçuk hatta 4 oldu bile... Prensesimin başında ateş nöbetindeyim :( Bugün sağlık ocağına gidip 4. ay aşımızı olduk. Miniğim gözlerimin ta içine bakıp kurtar beni dercesine ağladı. Hiç kıyamıyorum ona ama herşey onun iyiliği için... Biz Kozyatağı Sağlık Ocağı'na kayıtlıyız. Doğum yaptıktan birkaç gün sonra kapım çalınıp karşımda hemşireleri görünce şaşırmıştım doğrusu... Nil'in aşılarını sağlık ocağında ücretsiz yaptırma fikri başta beni düşündürmüştü ama hemşirelerin sık sık arayıp hem benim hem de bebeğimin sağlığını sormaları, gösterdikleri yakın ilgi, sağlık ocağının alarmlı sistemle korunan soğuk zinciri (aşıların korunduğu buzdolabının ısısında herhangi bir değişiklik olduğunda hemşireler cep telefonları ile bu durumdan hemen haberdar oluyorlarmış) neticesinde ikna oldum. Her sağlık ocağı böyle güzel hizmet veriyor mu bilmiyorum ama ben hemşirelerin özellikle Aycan Hemşire'nin gösterdiği ilgi ve alakadan çok memnunum... Kendisine burdan teşekkürlerimi gönderiyorum.
Ateşimiz 38'den 36'lara düştü çok şükür! Hardal gibi hafif acımtırak olan tadım tatlanmaya başladı neyseki...
İyi sabahlar!

03 Aralık 2012

OUT-fit

Ta-daaaa! Haftanın ilk gününde "Bugünkü Noni" postu ile karşınızdayım!
Ohhh bugünleri de gördüm ya artık ölsem de gam yemem :P
Durun şunun tadını bir doya doya çıkartıyım:
Bluz: Twist
Tayt: Topshop
Oxfords: Studio Rain
Çanta: Bebe
Bebe: Noni'nin Nil'i
Ben de alemim! Bu afetin karşısında hiçbir outfit'in şansı yok ki!
Yaniiii; Nil: In - Noni: Out 
Hi hii :)

28 Kasım 2012

Kasım Ayının Çekilişi

Aaaa Kasım bitiyor çekiliş ne oldu diye soran yok ayol! Artık hediyelerim ilgi görmez oldu fırk fırk :( Tamam öyle olsun yazdım bunu bir kenara! Siz isteseniz de istemeseniz de ben yapmaya devam edeceğim. Kendim çalar kendim oynarım misali hii hii ;) Napıyım bu da benim eğlencem, hor görme noniyi :)
Bu ay bir okuyucuma Twist'ten seçtiğim kolye ve küpeyi hediye edeceğim...
Benim çekilişlerime katılmak için öyle facebook'ta, twitter'da, blogda orda burda benden bahset, beni methet, beni sev gibi zoraki yazılar yazmanıza gerek yok. Emrivakileri hiç sevmem. Keyif alan beni takip etsin. Ayrıca ne kendimi ne de okuyucularımı gereksiz işlerle yoramam, herkesin zamanı kıymetli. Ben katılımcı listesini oluşturabilmek için bir soru sormayı tercih ediyorum. Hem böylesi daha eğlenceli oluyor ;)
Gelelim bu ayki çekilişin sorusuna:
"Her insanın biraz beyaz biraz siyah bir yanı vardır. Sizin siyahınız, sevmediğiniz yanınız nedir?"
Örneğin ben kinci yanımı hiç sevmem ama maalesef bunu değiştiremiyorum, boğa burcunun bir özelliği bu; yapılanı asla unutmaz ve bir kenara yazar. Bu ay çekiliş yapmam gerektiğini bana hatırlatmadığınızı bir kenara yazdığım gibi hee hee :)
Hadi bakalım şimdi sıra sizde! Siyahlarınızı sepete atın lütfen ;)

Bu ayki çekilişe katılan herkese kocamaaan teşekkürler!
Siyahlarımızı kirli sepetine attık, onları bir güzel yıkadık, aklandık paklandık ;)
Bakalım bu ayın en şanslı karası kimmiş?
96. sıradaki Şengül! Kendisini tebrik ediyor, 1 hafta içinde benimle iletişime geçmezse hediyesinin yedek talihliye gideceğini huzurlarınızda iletiyorum :)
Yedek talihli: 40/gamiize
Bir sonraki çamaşır gününde pardon çekilişte buluşuncaya dek pakçakalın!!!

27 Kasım 2012

Ak Kuzum ♥ ♥ ♥

Minik prensesimden bahsetmek istiyorum size birazcık... Benim güzeller güzelim gün geçtikçe büyüyor, ondaki bu değişimi birebir gözlemlemek harika bir ayrıcalık! Tabii bu bir tercih meselesi, herkesin kararına saygım sonsuz ama ben çalışan bir anne olmadığım için çok mutluyum. Hiçbir kariyer bir bebeğin bir gülüşüne değişilmez diye düşünüyorum. Bebekleri doğduktan 3-4 ay sonra işlerine geri dönmek zorunda kalan annelere de sabır diliyorum, ben bebeğimi uyurken bile özlüyorken kimbilir onlar ne zorluk çekiyordur, kolay değil gerçekten...
Babam kara koyunun ak kuzusu olurmuş diyor, çok doğru söylüyor öyle di mi :)
Ak kuzumun artık beni tamamen tanıyor biliyor olmasının zevkini sürüyorum şu sıralar ;) Öyle ki benim dışımda bir başkasının elinden biberonunu dahi içmek istemiyor. Maalesef birçok şey denememe rağmen sütüm artmadı, ben de bu gerçeği artık kabullendim. %70 mama %30 anne sütü şeklinde devam ediyoruz. Nil için beni emmek; yemek sonrası içilen keyif kahvesi gibi birşey oldu artık, napalım buna da şükür diyoruz. Bunların yanında artık ek gıdaya da geçtik; sabahları armut ve kuru kayısı püremiz, akşam üstleri de yoğurdumuz var. Ek gıda için biraz erken olduğu düşünülebilir ama bizde çok işe yaradı, mama kabızlık yapıyordu bu sorunu artık çözmüş olduk.
Nil yeni yeni ellerini keşfetti, oyuncaklarını kısa süreli de olsa elinde tutabiliyor ve beni tırmalamak son günlerdeki en büyük zevki gibi görünüyor :P Özellikle kucağımdayken saçımı yolmaya bayılıyor zilli! Bir tek geçenlerde kucağımdayken bana bakıp yüzümü okşadı ben de zevkten dört köşe oldum tabii ama sonrasında yine yapıştı saçlarıma :) Hem severim hem döverim diyenlerden bizimkisi ;) Müzikle pek arası yok, hamileyken klasik müzik dinleyin bıdı bıdıları bizde yalan oldu, ileride ne olur bilemiyorum ama müzik şimdilik küçük hanımın ajandasında yer almıyor. Kendi çapında birşeyler anlatmayı çok seviyor, karşılıklı sürekli aguluyoruz. Kitapta bebekleri konuşmaya teşvik etmek için onlar agularken dinlememiz gerektiğini ve ara sıra da "aaa öyle mi oldu" gibisinden tepkiler vermemiz gerektiğini okumuştum, ben de buna özen gösteriyorum. Ama 3 yaşına kadar TV'den uzak tutma olayını nasıl halledicez inanın hiç bilmiyorum! Evde yalnız kaldığım günlerde kafayı sıyırmamak için TV'yi açıyorum, Nil sırtı dönük olsa bile kafasını çevirip ekrana bakmaya çalışıyor, ben de bakmaması için hemen yönünü değiştiriyorum. Evde böyle iki hatun köşe kapmaca oynuyoruz resmen :) Neyseki iki çiçek bir böcek olmamıza az kaldı! Prensimiz öbür ay yanımızda olacak ve bizi kapıp Moskova'ya kaçıracak ;) 8 ay sonra yine Moskova'da bu sefer kızımla birlikte olmak bakalım nasıl olacak? Bunu çok merak ediyorum doğrusu!
Prensimin ameliyatı ve kızımızın doğumu ile birlikte Moskova defterini kapatma kararı aldık, baharda temelli dönüyoruz, bu yüzden İstanbul'daki evimizi şimdiden hazırlamaya başladık. Nil'in mobilyalarını Modoko'daki Festival Mobilya'ya yaptırdık. Hangar gibi mağazada gözümüze küçücük gelen mobilyalar eve girince adeta boyut değiştirdi! Küçücük Nil'im bu mobilyaların arasında oyuncak bebek gibi kalacak vallahi hii hii :) Duvarlar için önceden duvar kağıdı düşünüyorduk ama bunun pek sağlıklı olmayacağına karar verip vazgeçtik, şimdi bir ressama teslim edeceğiz, bakalım nasıl bir iş çıkartacak? Bizden haberler şimdilik bu kadar, aslında daha fazlası da var ama başka bir güne yazacak konu kalsın öyle di mi ;)
Hepinize harika bir hafta dilerim!
p.s İlk ve üçüncü fotoğraf canım arkadaşım Selin'in objektifinden... Işığına sağlık güzel hamişim benimmm!

23 Kasım 2012

Mazeretim vaaar, bebekliyim ben!

Yok içime sinmedi benim, bir iki kelam edeyim istedim. Her gün "bugün bloga birşeyler yazıyım" diye niyetleniyorum ama akşam olunca bu fikrimden anında cayıyorum. Aslında kızımla ilgili yazacak çok şey var ama gün sonunda buna enerjim kalıyor mu hayır. Bir de ben blogumu çektiğim fotoğraflarla renklendirmeyi seven biriyim, kuru kuruya yazı yazmayı sevmiyorum. Yazdıklarımı da uzatmayı seven biri değilim, az ve öz olsun istiyorum. Fotoğraflar kısıtlı, kelimeler az olunca blogda (Nil'im dışında) paylaşacak pek birşey olmuyor. Aslında böyle olmasını da istemiyorum sonuçta burası benim hayatımın kısa bir özeti. Arada sırada kafama esiyor ve bugünkü noni postlarımdan yapmak istiyorum, üstümde yeni aldığım bir bluz ile afilli pozlar vermek istiyorum ama nerdeee bir bakıyorum dakka bir gol bir olmuş, o yeni aldığım bluzün üstüne Nil en son yediği mama ile imzasını atmış, veya o minik elleriyle saçlarımı yolmuş, yolunan saçlardan arta kalanı kurtarmakla cebelleşen zavallı yavrucak benim yaka paça bir kenara gitmiş, afilliden geriye kalmış sadece bir fil :) Hem de 67 kiloluk olanından hey maşallah! Ama seviyorum bu yeni hayatımı :) Anneliğin tadını doyasıya çıkarttığımı düşünüyorum. Kızımın huzurlu ve mutlu bir bebek olması için elimden geleni yapıyorum. O büyüdükçe ben de onunla birlikte büyüyor onunla birlikte olgunlaşıyorum gibi duygusal bişiler zırvalayacağımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Yok ayol ben aynı bildiğin benim işte :) Ayrıca saat olmuş gecenin biri. Hadi tutmayın beni yatıcam ben şimdi :)
 

22 Kasım 2012

Ben...

Artık buradan koptum tamamen...
Beni affedin lütfen...

06 Kasım 2012

Mekik

Bu hafta sonu nasıl geçti anlamadım bile çünkü prensim yanımdaydı, bu anlar hiç bitmesin istedim. Maalesef bir süre daha İstanbul-Moskova arası mekik dokuyacağız. Gerçekten çok zor bu mesafelere boyun eğmek :(  O yanımızda olmayınca bir şeyler hep eksik kalıyor, her ne kadar minik kızım günümü aydınlatsa da günün sonunda yanımda aradığım prensim oluyor... Yazın geçirdiği zorlu ameliyatın ardından her dakikamızın ne kadar kıymetli olduğunu bildiğim için bir anımızın ayrı geçmesini istemiyorum. İnşallah bu zorlu günler de geçecek ve biz hep bir arada olacağız. Tek yapmam gereken Ocak 2013'e kadar biraz daha sabretmek...
Uzun bir süredir outfit postu yayınlamamıştım, şimdi komik geldi böyle kendimi koymak :)
3 aydır hala aynı kilodayım: 68! Atv'de Krem diye bir dizi var ya hani, hah işte aynaya her baktığımda kendimi o başroldeki şişman kız gibi görüyorum. Ne giysem kendimi hiç beğenmiyorum, önümde herşeye burnunu sokmak isteyen, benden bir adım önde gitmek için can atan kocaman bir göbek var sanki. "Bira göbeği değil ya bebişim ortaya çıktı!" diyerek kendimi sakinleştiriyorum ;) Bakalım bundan sonraki aylarda kilomdaki ivme aşağı doğru inme eğilimi gösterecek mi?
Aaa inanmıyorum şimdi farkettim elbisem üstteki siyah beyaz fotoğraftaki bayanla aynı! Vay anasını!
Evreka evreka! Göbeği alt etmenin bir yolunu buldum ;) Amerika'dayken bunun bir benzerini (AB Slide markayı) kullanmıştım, her gün yapınca gerçekten etki etmişti, burada aynı markayı bulamadım Roller Slide isminde benzer bir alet satıldığını görünce hemen aldım. Şimdi tek yapmam gereken minik prenses uykudayken sadece 5 dakikamı bu alete ayırmak ;)
Uyumak demişken... Ahhh bakmayın siz onun böyle mışıl mışıl uyuduğuna!
Uyanık olduğu her dakika biz bu vaziyetteyiz ;) Totomunuzun ve sırtımızın yer görmesinden hiç hoşlanmıyoruz! İstiyoruz ki her an her dakika evin her köşesini her odayı dolaşalım tekrar dolaşalım sonra tekrar dolaşalım :) Kendimi bazen Nil'in atı gibi hissediyorum, sabit durmaya başladığım anda dehhh der gibi bir ıhhh yapıyor bir iki tekme atıyor ve ben komutu alıp başlıyorum ordan oraya dolaşmaya :) Dıgı dıg, dıgı dıg, dıgı dıg :) Ohhh küçük hanımın hayat dolce vita vallahi! Bunları yazıyorum diye şikayet ettiğimi sanmayın ama! Onu böyle kucağa alıştıran benim, biliyorum ki bir süre sonra istesem de kucakta durmayacak, o minik ayakları ile alıp başını gitmeye çalışacak, bu yüzden şimdi bu anların tadını çıkartıyorum ben :)
Bizden haberler şimdilik bu kadar...
Hepinize harika bir hafta dilerim!
Dıgı dıg :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...