28 Nisan 2012

Bugünkü Noni: Tüylü

Moskova'ya veda etmeme son 5 gün kaldı! İçim kıpır kıpır çünkü bu demek oluyor ki bebeğime merhaba dememe her geçen gün daha da yaklaşıyorum! Buraya aylar sonra adımımı attığımda yanımda bana eşlik eden küçük bir prenses de olacak, buna hala inanamıyorum! Miniğimiz aramıza katılmadan, prensimle Moskova'daki baş başa son yemeğimizi yedik bugün... Ağır ağır, sakin, hiç acele etmeden :) Ehh ne de olsa bundan böyle "yedek bezini aldın di mi?", "ay emzirme önlüğümü evde unutmuşum!" telaşları arasında böyle sakin yemeklerimiz pek olmayacak gibi hii hii :)
Bu arada size birşey itiraf ediyim mi? Ben fotoğraf çektirirken elini kolunu nereye koyacağını bilemeyen tiplerdenim. Kollarımı salık bıraksam baston yutmuş gibi bir halim oluyor. Yok önümde kavuştursam bu sefer de karşı tarafa negatif elektrik verdiğimi düşünüyorum. Çok şükür bu sorunuma geçici bir çözüm buluverdim. Ellerimi hemen göbişime koyuyorum ve çizzzz :) İşte bu kadar basit :)
Hava atmak gibi olmasın ama bugün 24 dereceydi bizim havamız ;) Tüm Moskovalı hatunlar olarak cıbıldak bir hale büründük :) Ohh be dünya varmış! Yürüyüşüm her geçen gün daha da penguenleşirken üstümde bir de kar montu hiç çekilmiyordu doğrusu! Tüy gibi hafifim şimdi!
Tüy gibi demişken... Tüylü küpelerde ne zamandır gözüm vardı, içimde kalmasın istedim :)
Yalnız ben küçük bir çocuk olsaydım bu tüylere yapışır bir seferde koparırdım ha! Nedense bende böyle bir hissiyat oluşturdular :) Anasına bak kızına al tezi eğer doğruysa Nil'in elinden zor kurtarırım ben bunları kihh kihhh :) 
Hepinize içindeki çocuğun muzırlıklar yaptığı bir hafta sonu dilerim!

27 Nisan 2012

Güzelcehisar Cafe

İstanbul'daki son günümüzde brunch için mekanımız Güzelcehisar Cafe oldu... Aslında bu cafe benim kalbimde bambaşka bir yere sahip. Marmara Üniversitesi'nde okuduğum yıllarda öğlen aralarındaki kaçış noktamız Güzelcehisar'dı... O zamanlar Anadolu Hisarı'nda deniz kenarında bir köşkün içinde küçücük bir cafe olarak işletiliyordu. Daha sıcak daha samimi bir havası vardı. Güzel havalarda masalar denizin hemen kenarındaki iskeleye kurulur, ekonomi iktisat gibi derslerden bunalan biz öğrenciler de bu keyifli mekanda öğle yemeğimizi yerken zaman hiç geçmesin isterdik. Sonra orası kapandı ve Otağtepe'de büyük bir cafe & restaurant olarak hizmete girdi. Büyüyen her işletmede olduğu gibi o sıcaklık kayboldu gitti, yerine sadece eşsiz manzarası kaldı... Burası yine de şehrin gürültüsünden kaçılabilecek güzel bir alternatif biz Anadolu Yakalılar için... Merak edenler için açık büfe brunch her cumartesi pazar 09.00 - 14.00 saatleri arasında ve kişi başı 40 Lira...
Annemin blogunu takip edenler biliyordur, benim Çılgın Mevdoşum geri dönüşümden harika kolyeler yapıyor. Bu kolyede en son çalışması, beyaz taşları Ege sahillerinden toplamış, görünce bayıldım ve arsız bir kız olarak hemen el koydum :) Annemin yaptığı takıların bir kısmını El Eseri sitesinde görebilirsiniz...
Prensim manzaranın keyfini çıkartıyor ;)
Uzaktan koklamakla yetindim ;)
Güzelcehisar Cafe
Adres: Muhteşem Çıkmaz Sok. No:25 Otağtepe, Kavacık
Telefon: +90 (216) 462 35 30

24 Nisan 2012

♥ ♥ ♥ Nil'im ♥ ♥ ♥

Huu huu nasılsınız güzeller? Kısacık zaman diliminde özlediniz mi beni bakiyim :) Ben çok mutlu çok ferahlamış olarak döndüm! Çok şükür prensesimizin kontrolü çok iyi geçti, herşey yolunda çıktı. Uzun süredir bu kontrolü bekliyordum ve nasıl rahatladığımı size anlatamam! Allah herkese sağlıklı bebişler nasip etsin inşallah! Doktorumuzun söylediğine göre kızımız pek boylu poslu olacakmış, Moskova'nın havasını suyunu kaptı tabii kızım! Anası gibi bodur tavuk olmayacak kihh kihhh :)
Bodur tavuk demişken.... Ona bir de toparlağı eklesem sanırım yerinde olacak ;) Doktorum kilo artışımı yine fazla buldu; şu anda 75 kiloyum, yani aşağı yukarı 12 kilo aldım. Ve önümde daha koca bir 3 ay var! Gulp!
Bebişimiz normal tarihten 5 gün önde gittiği için doğum tarihimiz de öne çekildi, şu anda 3-4 Ağustos gibi görünüyor, offf çok heyecanlı, benim gibi sabırsız ve meraklı biri için bu üç ay geçmek bilmeyecek kesin!
Vee gelelim isim konusuna... Prensesimize "NİL" ismini koymaya karar verdik. İçimize en çok sinen isim Nil oldu... Canım ablamın ismi Nilüfer, yeğenlerimin ikinci isimleri Nil, aralarında böyle ortak bir bağ olmasını istedim. Birbirimizden çoook uzakta olsak da onlar kalben ve ismen birbirlerine bağlı olacaklar...
Minik kızımla bizden haberler şimdilik bu kadar, hepiniz sağlıcakla kalın güzel arkadaşlarım!

18 Nisan 2012

Kapalıyız

Birazdan prensimle yola çıkıyoruz, minişimizin detaylı kontrolü için birkaç günlüğüne İstanbul'da olacağız. İkimizde pek heyecanlıyız! En son kontrolümde prensesim elleriyle yüzünü kapatmış horul horul uyuyordu, bakalım bu sefer onun minik güzel yüzünü görebilecek miyiz? Bize şans dileyin lütfen!!!
Adiyossss bambinosss :)

p.s. İstanbul'da bugün fırtına çıkmış, umarım uçaklarda rötar yoktur...

17 Nisan 2012

İlginç Saatler

İçinde birbirinden ilginç saatlerin ve hediyelik eşyaların satıldığı bu mağazayı daha önceden blogumda paylaşmıştım... Geçen gün bir yenilik var mı diye göz attım ve teften, paletten, su sayacından, taş plaktan, boks eldiveninden bozma saatleri sizler için fotoğrafladım. Aslında elimizin altında olan ve kimi zaman farketmediğimiz şeyleri içine birazcık yaratıcılık katarak yepyeni bir çehreye çevirebiliriz, yeter ki isteyelim! Mesela geçtiğimiz günlerde de Star TV'deki Melek programında eski tavalardan saat yapımı gösterildi, ortaya çıkanlara bayıldım doğrusu. İzlemek isterseniz tık tık...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...