31 Ekim 2012

Veee...


Bu ayki çekiliş bayram hezimetine uğradı, katılım sadece 46 kişiyle sınırlı kaldı... Olsun buna da şükür ;) Bakalım kimler katılmış ve kazanan kimler olmuş:
Nazar boncuklu bileklik tubiş ankara'nın,
Midyeli kolye ucu da Funda Canbulut'un oldu!
İkinizi de tebrik eder hediyelerinizi güzel günlerde kullanmanızı dilerim kızlar ;)
Bir başka çekilişte buluşmak dileğiyle hoşçakalınnnnn!

23 Ekim 2012

Ekim Ayının Çekilişi

Bayram gelmeden bu ayın çekilişini başlatsam iyi olacak ;) Bir önceki yazımda belirttiğim gibi bu ayın çekilişine eviHAN ve Çılgın Mevdoş'un Tasarımları sponsor oldular. Çekilişlerimde keyifli hediyeler dağıtmaya özen gösteriyorum ama kimi zaman bunun ne olabileceği konusunda en ufak bir fikrim olmuyor, tıkanıp kalıyorum. Bu ayın hediyesi ne olabilir diye kara kara düşünürken Kristin ve annem imdadıma yetiştiler, bu yüzden onlara çok teşekkür ediyorum!
Elem tere fiş kem gözlere şişşşş :) Tatlı bir okuyucumu nazarlardan koruyacak olan eviHAN imzalı bir bileklik...
 Ahhh unutmadan ilave ediyim; eviHAN'dan alışveriş yapan Noni okuyucularına %10 indirim uygulanacak, benden söylemesi ;)
Ve bir başka okuyucumun narin boynunu süsleyecek olan Çılgın Mevdoş'un geri dönüşüm tasarımlarından midyeli kolye ucu...
Bu arada fotoğraftaki kişi annemin ta kendisi! Gerçekten annem diye söylemiyorum, ne kadar güzel di mi?

Çekilişe katılmak için yapmanız gereken bayramla ilgili düşüncelerinizi veya bir anınızı anlatmanız...
Bayram denince benim ilk aklıma gelenler; Barış Manço'nun bugün bayram erken kalkın çocuklar şarkısı ile güne uyanmak, yepyeni bayramlıklarımı heyecanla üstüme geçirmek, tıraşını olmuş mis gibi parfümünü sürmüş canım babamın ve özenle giyinmiş makyajını yapmış canım annemin ellerini öpmek, sonra akraba ziyaretlerine geçmek, babaannemin mendil arasına sıkıştırdığı bayram harçlığına heyecanla göz atmak ve anneannemin elleriyle açtığı bol cevizli baklavayı lüpletmek... Bunlar benim çocukluğumun güzel bayram anlarını oluşturuyor :)
Bu bayramda kuzucukları düşünüp içim cıs etse de hepinizin mübarek Kurban Bayramı'nı kutlar, çekilişte bol şans dilerimmmm!

22 Ekim 2012

Yeni eviHAN!

Canım arkadaşım Kristin içinde birbirinden güzel takı, aksesuar ve giysilerin yer aldığı mağazası eviHAN'ı yepyeni bir mekana taşıdı. EviHAN melek kolyeleri, gümüş yüzükleri, bez bebekleri, keçe şapkaları, enteresan t-shirtleri ve tabloları ile Çukurcuma AltıpatlarSokak No:6/A'ya renk katmakta şimdi! Eğer yolunuz Çukurcuma'ya düşerse mutlaka bir göz atın derim. İçerde canım annemin geri dönüşüm tasarımlarına rastlarsanız da şaşırmayın ;) Bu arada Ekim ayının çekilişine eviHAN ve Çılgın Mevdoş sponsor oldular. Kendilerine buradan öpücüklerimi gönderiyor ay bitmeden çekilişi düzenleyeceğimin müjdesini veriyorum :)
eviHAN
Adres: Altıpatlar Sok. No:6/A, Çukurcuma-Beyoğlu, İstanbul
www.evihan.com

Çukurcuma

Fotoğraf çekmeyi çok seviyorum, çevreme daha dikkatli bakmamı, en ufak ayrıntıda bile bir güzellik bulmamı sağlıyor. Fotoğraf çekmek beni o kadar dinlendiriyor, o kadar kafamı boşaltmamı sağlıyor ki etrafımda hobi arayışı içinde olan biri varsa kendisini mutlaka bir fotoğrafçılık kursuna yazılması konusunda yüreklendirmeye çalışıyorum. Gel gelelim Nil'in puseti, eşyalarıyla dolu çantası, kendi çantam derken fotoğraf makinemi taşımak bana ne yazık ki artık hamallık gibi geliyor... Hafta içi yolum Çukurcuma'ya düştü, bu sefer ağır mağır demedim, makinemi de attım çantama. Daracık sokaklar, küçücük kaldırımlar ve o kaldırımların üstünde akrobatik hareketler yaparcasına bir pusetle yürümeme inat çektim çekebildiklerimi... Ne yalan söyliyim hayata biraz da vizörden bakmayı özlemişim ;)







19 Ekim 2012

Bizzz

Ay ben blogumdan bayağı koptum yahu! Pek boşladım burayı farkındayım ama zaman yaratamıyorum ki! Minik bir prensesi mutlu etmek gibi çok önemli bir görevim var, onu yerine getiriyorum şimdi ;) Ara ara prensim de kaçıp bize katılıyor. Biz burada kızımla, o Moskova'da bir başına zor bir dönem geçiriyoruz ama bu günler de gelip geçecek elbette... Bu arada taşınma telaşımız var, Nil'ime romantik, göz yormayan, huzur dolu bir oda hazırlamak istiyorum, inşallah hayal ettiklerimi uygulamaya koyabilirim, ortaya güzel bir şey çıkarsa mutlaka blogumda sizlerle de paylaşacağım...
Prensesim 2 buçuk aylık oldu! Yakında 3 aylık olacak ama onu hala görmeyenler var, ismen pek yakın olup ruhen uzak duranlar... Herkes o kadar kendine dönmüş ki "bir şeye ihtiyacın var mı?" diye sormaya korkar olmuşlar. Çok kırgınım onlara ama asla dile getirmeyeceğim, acı da olsa öğrenmiş oldum bana ne kadar değer verdiklerini... Neyse serzenişi bırakıyım ben en iyisi... Sonuçta kimseye zorla bir şey yaptıramayız. Zaten her şey zoraki değil gönülden yapıldığı zaman anlamlı oluyor. Amaaaan karşımda bu kadar güzel bir varlık duruyorken ben nelere takıyorum di mi! Deli miyim ne :) Güzeller güzeli kızıma geri döneyim ben... Nil'im bu aralar herkesi ve herşeyi inceleme döneminde ;) Bir de artık beni tanıyor, ohhh çok şükür artık kızım için sadece iki cicikten ibaret değilim, bundan çok daha fazlasıyım ;) Ağladığında kucağımda sakinleşen, gözlerimin içine bakan, uyandığında karşısında beni görünce gülen bir bebeğim var... Aramızdaki iletişim arttıkça çok daha keyifli bir hal almaya başladı annelik ;)
Ahhh bu bakış bu dudak büküş var ya içimi eritiyor!
Nil'im yabancı yüzler gördüğünde, onu kucağına almamı istediği zaman hemen böyle dudak büküyor, kıyamam ben sana biriciğimmm!
Her bebek kesinlikle kendi karakteriyle doğuyor! Aslan burcu kızım asla sıkıntıya gelemiyor, şapka & saç bantları ile hala yıldızı barışmadı!
Ama boğa burcu anne inatla bu durumu kabullenmek istemiyor hi hiii :) Ablam kızıma o kadar güzel saç bantları almış ki bunları takmadan nasıl durabilirim! Hele anne benim gibi kokoş biriyse! Utanmasam kendi kafama takıcam :)
Canım minnoşum seni kılıktan kılığa soktuğum için affet beni olur mu :)
Sakın yaşlandığımda benden intikam almaya kalkma haa!

07 Ekim 2012

Tık Tık Tık

Huuu huuu kimse var mı? Beni unutmadınız di mi? Ben kendimi unuttum deeeermişim :) Bilgisayarımı en son ne zaman açtım inanın hatırlamıyorum! Nil'imin uzun süredir geçmeyen ishali beni perişan etti. Yavrucağım önceleri kakasını yapamıyordu sonra bir yaptı pir yaptı, ortasını bulamadı bir türlü! Özel hastanelerin "tamamen duygusal" yaklaşımı ile tahlil üstüne tahlil yaptırdık. Ataşehir Memorial'ın pediatri bölümüne burdan selamlarımı gönderiyorum!!! Bir daha kapısından geçmem. İstediğim anda ulaşamadığım çocuk doktoru mu desem, yanlış teşhiste bulunan gastro doktoru mu desem, yanlış bilgi verip tahlil sonucunu geciktiren laboratuvar hemşiresi mi desem, yoksa telefonu bağlarken üfleyip püfleyen desk çalışanı mı desem hangi birini söylesem! Bir de şu tahlil yapılsın bakalım bilmem ne virüsünden mi değil mi anlarız diye diye bizi kaz gibi yoldular sağolsunlar. Hadi yolunmayı geçtim işin en vahim tarafı bebeğimin süte alerjisi yokken nasıl olduysa alerji teşhisi koydular, alerji maması verip bebişimi daha beter hasta ettiler! Neyseki imdadıma canım Evom yetişti de bizi buradan kurtardı, kendi doktoru ile tanıştırdı. Şimdi bebeğim emin ellerde ve çok şükür (tahtalara vurayım!) kendini toparladı. Memorial'ın pediatri hizmetinden memnun kalan anneler olabilir ama ne yazık ki bizim tecrübemiz pek acı oldu...
Hastane maceramızın yanında bir de izinsiz fotoğraf kullananlar ile uğraştım. Blog takipçilerime burdan kocaman teşekkürlerimi gönderiyorum, ben herşeyden bihaber iken onlar sayesinde bu tip hırsızlıklardan haberdar oluyorum. Daha önceden profilinde benim fotoğrafımı kullanıp facebook'ta sahte hesap açan biri çıkmıştı. Şikayet edip hesabını sildirmiştim. Bu sefer de Kadınlar Kulübü diye bir sitenin bir önceki yazımda yer alan Nille ikimizin fotoğrafını izinsiz bir şekilde kendi sitelerinde emziren anne diyeti başlığı altında kullandıklarını öğrendim. Tabii hemen kendilerine mail attım ve fotoğrafı kaldırmazlarsa yasal yollara başvuracağımı söyledim. Kısa süre içinde fotoğrafı kaldırdılar. İzin almadan, kaynak göstermeden birinin fotoğrafını bu kadar rahat kullanabilmelerine şaşıyorum doğrusu! Bu tip şeyler yüzünden bloguma fotoğraf koymaktan artık korkar oldum. İşin kötüsü bu durum beni blog tutmaktan da soğutuyor... Umarım herkesin birbirine saygı duyduğu günler gelir!
Ay neyse tatsız konuları bırakıyım biraz pamuk şekerime dalıyım :) Ben çiçeği burnunda ve de sabırsız bir anne olaraktan kızımın doğum günü elbisesini şimdiden hazır ettim hii hii :) Bağdat Caddesi'ndeki Chic Frog mağazasına her gittiğimde bu kıyafet gözüme çarpıyordu dayanamadım aldım :) Nil'imin bunu giyebilmesi için kocaaa bir 10 ay beklemek durumundayım benim gibi sabırsız bir anneye yapılır mı bu pöffsss :)
Nil'im 2 aylık oldu bile! İnanamıyorum zaman ne çabuk geçiyor. Çocuğu olan herkes bunu söylerdi, gerçekten doğruymuş, zaman su gibi akıp geçiyormuş! Hızlı ama bir o kadar da zor. İlk ayda yanımda prensim vardı, işim çok kolaydı. İkinci ayda o Moskova'ya döndü, ardından Nilim hastalandı, ben grip oldum, tek başıma herşeyin altından kalkarım güçlüyüm oyum buyum diye hava atan ben (ve sevgili sinir sistemim) isyan bayrağını çekti. Canım annem babam imdadıma koştular sağolsunlar, onlar sayesinde toparladım kendimi... Annelik konusunda oldukça toyum ve iyi bir anne olmayı ben de yeni yeni onunla öğreniyorum... Bu süre zarfında kızımı her yere ama her yere taşımayı iyi öğrendim ama ;) Mobil aile olduk diyebilirim! Havalar güzel gidiyorken, yaz bitmemişken bu günlerin tadını birlikte çıkartalım istiyorum. Zaten Nil de evden çok dışarıda durmaya bayılıyor, anası gibi gezenti olacak belli ki ;) Sokaklarda iyi fink atıyoruz da bu kilolar olduğu gibi duruyor ayol! Tartı 66 ile 68 arasında gidip geliyor daha 65'i görmüş değiliz böhüüü! Doğum yapalı 2 ay oldu, belki kilo konusunda biraz aceleci davranıyor olabilirim (size sabırsız bir yavri olduğumu az önce söylemiştim!) ama yine de şu çıkık göbek canımı sıkıyor. Anneannem geçenlerde ay tombişim benimmm diyordu ben Nil'e diyor sandım meğer o tombiş benmişim fırk fırk :,( Prensi de yolladım Moskova'ya oranın çiroz yavruşkalarından sonra gözüne kesin daha bir ekstra large görüneceğim!
Bu yazıyı hızlı hızlı yazarken gözüm de bir yandan Nil'de... Zaten herşeyi o kadar çabuk o kadar seri yapıyorum ki ben bile kendime şaşıyorum! Dolabın karşısında aheste aheste bugün ne giysem diye düşünen ben artık iki dakikada giyinir oldum. Bulaşık makinasını 2 bilemedin 3 dakkada yerleştiren biri oldum. Restoran sahibi olsam valla benim gibi birini kaçırmazdım ;) Bir yemek yiyişim var görseniz bu kız kıtlıktan yeni çıkmış dersiniz. Halbuki her an Nil uyanabilir korkusuyla yapıyorum tüm bunları :) Bu yazıyı yazarken de aynı korku sardı beni, mazallah her an uyanabilir ve ben bloga bir 15 gün daha giremeyebilirim. O yüzden ben bir an önce yayınlıyım. Anaaa vallahi uyanıyooo!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...