27 Şubat 2013

Alamet-i Farika

Selammm! Nasılsınız şekerler? Saatler gece yarısı 2'ye gelirken uykusuzluktan küçülen gözlerle post yapmakta pek bir şahane oluyormuş hani :P Nedir benim bu yıllardır vazgeçemediğim blog tutma tutkum yahu?! Sanki madalya takıyolar! Kendimi tıbbın eline bırakıp bunun bir irdelenmesini istiyorum ey bilim adamları! 
Akıl sağlığımı bilemem ama fiziken şu aralar kendimi pek bir iyi hissediyorum doğrusu, öhöm öhöm 61 (yazıyla ALTMIŞ BİR) kiloya düştüğüm için olabilir mi sizce? Yediklerime artık dikkat ediyorum, arada kek, kurabiye kaçamakları yapıyorum ama çayıma kahveme asla şeker atmıyorum, diyetisyenler her ne kadar ekmeği her öğünde verseler de ben yemiyorum, daha çok sebze ve somon ağırlıklı besleniyorum. Bir de Nil dışarıda olmayı, pusetinde uyumayı seven bir bebek, öğlenleri onu pusetine koyup kendimizi sokaklara atıp deli gibi yürüyorum, mahallenin delisi gibi olduk ana kız :) Kilo vermemde yürüyüşün de etkisi büyük oldu...
Bu kadar minnak birşeyin içine sığamam (o kadar iddialı değilim, en azından şimdilik hee hee) ama hamilelik öncesi mintanlarımın içine giriyor olmak pek bir güzelmiş doğrusu ;) 
Minnak demişken... Benim birtanem prensin kopyası oldu çıktı! Bir bebişin bir yeri de anasına benzemez mi ayol cık cık cık! Bu arada fotoya lütfen güneş gözlüklerinizi takıp bakın zira inci dişler gözlerinizi kamaştırabilir ;) Bizim iki dişimiz çıktı! Darısı kalan 30 dişin başına, aminnnn! 
Birbirimize öyle düşkün olduk ki... Ne o bensiz yapabiliyor, ne ben onsuz... Eskiden o sergi senin bu müze benim fink atardım, dilediğim zamanda dilediğim kadar fotoğraflar çekerdim, o zamanki özgürlüğüm şimdi bana uzaktan nanik yapıyor ama olsun, ben her koşula adapte olma konusunda çok başarılıyım sonuçta ;) Ay  kilom 61'e düşerken egom mu şişti ne?! Halbuki hiç sevmem kendimi methetmeyi, bu hiç hayra alamet değil!
Hayra alamet değil ama blogum benim alamet-i farikam neyleyim! Buraya iki satır bile olsa yazmak, kendimle dalga geçmek beni rahatlatıyor. Bazen annelikle ilgili de (Nil'in beslenmesi, kullandığımız ilaçlar, oynadığımız oyunlar vs...) daha çok şey yazmalıyım diye düşünüyorum sonra amaaan diyorum her annenin kendine has bir yöntemi var, ben mi çığır açacağım annelikte diyorum. Gerçekten annelik öyle bir şey ki kendi bebeğinizin ihtiyaçlarına göre deneme yanılma yöntemiyle bir yol tutturuyorsunuz bir şekilde. Kısacası anneler hepimiz harikayız, olayın özü budur, işte o kadar!
 Şeyyy az önce ego demiştik di mi ;) Tamam tamam sustum!

23 Şubat 2013

Veee...

Yuppiii bir çekiliş daha sona erdiiii :)
Bu ayın çekilişine katılan herkese teşekkür ederiz :)
87 kişi arasından bakalım kazanan kim olmuş?
72. sırada yorum bırakan 5.5 aylık hamiş şermin'i tebrik ediyorum! İletişim bilgilerini bana gönderir göndermez minik prensinin milk forever body'sini kendisine ulaştıracağız. Ayrıca şimdiden süt kokulu bebişini sağlıkla kucağına almasını diliyorum!
Bu ayki çekilişte destek veren Popique Organics'e de sonsuz teşekkürlerimi gönderiyorum!
Bir sonraki çekilişte görüşmek dileğiyle ;)

19 Şubat 2013

Şubat Ayının Sponsorlu Çekilişi !!!

Geçtiğimiz günlerde ben ve Nil'im yepyeni bir markayla tanıştık: Popique OrganicsDünyaca onaylı “Global Organik Tekstil Standardı” (GOTS) sertifikasyonuna sahip olan, %100 organik bebek giyim markası Popique Organics hem doğaya duyarlı olmak hem de bebeklerin narin ve pürüzsüz bedenlerini korumak misyonuyla yola çıkmış bir marka... Popique bebeğini her türlü zararlı kimyasallardan koruyan biz bilinçli annelere doğal ve farklı tasarımlar sunarak bunları yeni doğan setleri, kolsuz body, kısa kollu body, uzun kollu body, tulum, battaniye, eldiven ve bere olmak üzere 7 ürün kategorisinde bir araya getirmiş. Popique ürünleri 0-24 ay arasındaki bebekler için “çevreci”, “rock/retro”, “esprili” olmak üzere toplam üç farklı konsept altında toplanmış. Ben kızıma siyah renkte bir body bulmakta zorlanıyordum, Popique bu eksiğimi tamamlamış oldu :) Yumuşacık olduğu için de gönül rahatlığı ile giydirdim prensesime!
Popique'in başlıca misyonu doğaya saygılı ve çevreye duyarlı olması... Naylona asla yer yok! Bu konuda ne kadar ciddi olduklarını geri dönüştürülmüş kağıttan üretilmiş paketlerinden bile anlıyorsunuz.
Ayrıca eğlenceli de ;) Paketin arkasında aldığınız ürünü asabileceğiniz bir askı gizlenmiş durumda... Böylece geri dönüşüm her şekilde sağlanmış oluyor.
Şimdi gelelim çekilişimize... Popique Organics yukarıda görmüş olduğunuz uzun kollu Milk Forever body'i bir Noni okuyucusuna hediye ediyor! Bebeğiniz 0-24 ay arasında ise ve siz de benim gibi çevreye duyarlı bir anne iseniz o zaman ne duruyorsunuz hadi çekilişe siz de katılın :) Bebeğinizin ayını belirterek buraya yorum bırakmanız yeterli! Hepinize şimdiden ilginiz için teşekkür ederim ;)

15 Şubat 2013

Nil'in Mycey Katalog Çekimi

Nil'im Aralık ayında 4.5 aylıkken Mycey markası için objektif karşısına geçti, bu mutlu anı görseller yeni elime geçtiği için ancak şimdi sizlerle paylaşabiliyorum. Anne olanlar Mycey markasını zaten biliyordur. Sevgili Sezin'in kızı Ceyla doğunca ortaya çıkan çeşitli ihtiyaçlarından ötürü yaratmaya karar verdiği, 2007 yılından beri hayatımızda olan, bugün emzirme minderi, emzirme önlüğü, sling, mama kaşığı, meyve emziği, bebek önlüğü, omuz örtüsü, ağız bezi, battaniye gibi pek çok ürün yelpazesi ile biz anneleri ve meleklerimizi mutlu eden bir bebek markası... Bu değerli markanın görsellerinde kızıma yer verilmesi beni inanılmaz mutlu etti doğrusu. Kızım için de büyüdüğünde katalogdaki fotoğraflarına bakıp tebessüm edeceği tatlı bir anı olarak yer almasını istedim.
İşte o günkü çekimin perde arkası:
Mycey ekibi herşeyin kusursuz olması için tüm hazırlıkları yaptı.
Mankenlerimiz sahne aldı :)
Nil'im bu işten pek keyif aldı doğrusu!
Annesi diye söylemiyorum vallahi bu kızda star ışığı var ;)
Bu kadar coşunca...
Arkası etrafta olup bitene aldırmadan uyumak oldu tabii :)
Minik prensesim harika bir iş çıkarttı o gün!
İşte katalog ve fuarlarda kullanılan görsellerin bir kısmı...
Bu keyifli çekim ve gösterdikleri tüm ilgi alaka için Mycey ekibine çok teşekkür ederiz!

14 Şubat 2013

♀ ♥ ♂

Bu Sevgililer Günü'nde sevgilim yine yanımda yok fırk fırk :( Geçen sene hamileliğin getirdiği bir duygusallıkla kendimi daha bir yalnız hissetmiştim bu sene neyseki prensimin minik minyatürü yanımda, onunla oyalıyorum kendimi... 5 aydır bu geçici ayrılığa katlanıyoruz ve Mayıs'a kadar bir süre daha katlanmak durumundayız. Ne yalan söyliyim bu benim için pek kolay olmuyor doğrusu; hem bebeğimizin tüm sorumluluğunu tek başıma üstleniyorum hem de prensimin yavruşkalar cennetinde bir başına olduğu gerçeğini kabulleniyorum. Nasıl bir psikolojide olduğumu anloorsunuz di mi? Ona göre bana iyi davranın bakiyim :)
Aşka dair bir post olunca dayanamadım prensimin birkaç fotosunu blogumda paylaşmak istedim. Bir süre sonra bu post kendi kendini imha ederse bilin ki prens devreye girmiş ve ben onun poz poz fotolarını paylaştığım için paparayı bir güzel yemişimdir hee hee :) Dur bakalım ne olacak :)
Fenerbahçe Parkı'nda çekilen bu güzel kareler güzel hamişim Selin'in objektifinden... Doğuma az bir zaman kala onu fazla yormadan bir foto seansı yaptık hep birlikte, ışığına ve ellerine sağlık arkadaşım!
Aaa nasıl da sokulmuş babacığına! Şşşttt kıskanırım ama ben bu aşkı :)
Senin altını değiştiren ben, her sabah vitaminlerini veren ben, açık büfede sütü sunan ben, her gün taze sebzeleri organik meyveleri hazırlayan ben, normalde elime süremeyeceğim kemiklerden sana kemik suyu hazırlayan ben, ateşlenince seni iyileştiren ben, seni yıkayan ben, seni attalara götüren ben, seninle oyun oynayan ben, ben ben BEEENNN!
Şimdi gidip babayı benden daha çok seversen kalbime inmeyi indirirsin ona göre! İşte o kadar :)
Hepinizin aşk günü kutlu olsun!!!

13 Şubat 2013

Betül'ün Doğum Günü

10 gündür anca kendime geldim desem? Az sonra fotoğraflarını paylaşacağım tatlı Betül'ümün doğum gününe giderken merdivenden düştüm, ardından hastalandım, tabii bu Nil'ime de geçti, önce boğazlarında enfeksiyon çıktı, ardından alt dişi patladı, babamın amcasını kaybettik ve cenazede annem feci üşüttüğü için günlerce yatak döşek yatıp kendine gelemedi. Kara dulun laneti filminden bir kesit sanki! Ölümler elbette insanı üzüyor, hayatın o soğuk tarafını düşünmemize yol açıyor ama hayat yine kaldığı yerden bir şekilde devam ediyor işte...
Canım arkadaşım Ayşe'nin hayatımda bambaşka bir yeri var... Çok seviyorum onu, biliyorum ki ne zaman başım sıkışsa hemen yanımda olacak gerçek bir dost o... Moskova'yı sevme nedenim... Geçen sene bu zamanlarda Ayşe'min minik Betül'ünün hayata merhaba demesini karelerken bugün bir bakmışız 1. yaşını kutluyoruz, zaman bu kadar hızlı akarak beni korkutma lütfen :)
Canım Ayşe'm o gün için o kadar çok hazırlık yapmış ki... Cupcakeler, kurabiyeler, ablalarıyla birlikte yaptıkları leziz mezeler, şapkalar, yaka iğneleri, resimler, çocuklar için şekerleme standı ve daha neler neler! Ne yazık ki bunların birçoğunu kareleyemedim, merdivenden düştüğüm için bu güzel partinin bir kısmında beynim yerinde değildi!
Bu güzel kurabiyeler de canım arkadaşım Zeynep'in ellerinden çıkmaydı...
Minik lokumum benimmmm :)
İşte günün en güzel karelerinden biri :) Moskova'da ilk tanıştığımızda kimin aklının ucundan geçerdi bir gün bebeklerimiz kucağımızda böyle pozlar vericez diye ;)
Dünyalar tatlısı Betül'ümüz karşına çıkan her yeni şey seni daha mutlu bir bireye çeviren anılar olarak yer etsin hayatında, bir ömür boyu mutlu ol ve anneciğini hiç üzme tamam mı :) Anlaştık o zaman :)
Bu arada Betül'ün bu şeker mi şeker pastasını Ayşeciğimin yakın akrabası olan Pasta Tasarım Evi'nin sahibesi Çiğdem Hanım hazırlamış...
Ahhh bu arada bir doğum günü partisine ne giymeniz gerekir bunu söyleyemem ama ne giymemeniz gerekir bunu çok net söyleyebilirim! Siz siz olun püsküllerden uzak durun aksi takdirde büfede uzak bir noktada yer alan ve kolunuzdaki püsküllerden ötürü uzanamadığınız mamalara benim gibi sadece yutkunarak bakarsınız hiii hii :P
Sözlerime burada son verirken HaNil'den isyeaannnn şarkısını gönderiyorum sizlere :)
Hepinize harika bir gün diliyor, kızımla kendime de bugün için şans diliyorum zira bugün 6. ay aşımızı olacağımız için şansa çoook ihtiyacımız olacak!

03 Şubat 2013

Durutella

Dün giyindik süslendik ve Fenerbahçe Parkı'nın yolunu tuttuk! İstikamet Romantika'ydı çünkü instagramdan devamlı takip ettiğim, fotoğraflarına bayıldığım tatlı Duru'nun 1. yaş doğum günü kutlaması vardı :)
Canım babam bizi parka kadar bıraktı... Prensim yokken en büyük yardımcılarım canım annemle babam, onların hakkını asla ödeyemem, her işime hiçbir of demeden koşuyorlar, her zaman yanımda oluyorlar, inşallah biz de günün birinde tıpkı onlar gibi hoşgörülü ve sabırlı ebeveynler olabiliriz...
Romantika'dan içeri girdik ve doğum gününün yapıldığı köşeyi bulduk!
Güzeller güzeli bir prenses ve tatlı annesi bizi karşıladı :)
Gelenlerin bir kısmı Duru'yu bizim gibi instagramdan takip edenler olunca elimizden telefonlar düşmedi tabii ;) Bu güzel anı hepimiz ig'de paylaştık hemen!
Bizim elimizden telefonlar, Nil'imin elinden ise diş kaşıyıcısı düşmedi :)
Duru'nun üstündeki tütü, t-shirt ve saç bantı Prenses ve Bezelye'nin tasarımı & hediyesiymiş...
Pamuk şekeri gibiydi insanın yiyesi geldi :)
Ama biz tütü yerine pasta yedik tabii :) Hem görsel olarak hem de lezzet olarak harika olan doğum günü pastasını Things Sugar hazırlamış. Şeker hamurunun kıvamı, pastanın tadı yerli yerindeydi. İnşallah kısmet olursa ben de kızımın doğum günü pastasını Things Sugar'a yaptırmak istiyorum...
Bu güzel ana bizleri de ortak ettiği için sevgili Pınar'a ve dünyalar güzeli Duru'ya çok teşekkür ederiz :)
Bugün de canım arkadaşım Ayşe'nin kızının 1. yaş günü kutlamasına gidiyoruz, bununla ilgili detayları da en kısa zamanda sizlerle paylaşacağım, tabii Nil'im izin verdiği ölçüde :)
Hepinize harika bir pazar günü diliyorum.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...