02 Ağustos 2018

Bugün En Güzel Gün!


Doğum günü,
18'e kadar gelmek bilmez,
18 - 30 arası çabucak geçer,
30 - 40 arası geçmesin,
40'tan sonra 2 yılda bir gelsin istersin.
Oysa doğum günün;
Yeryüzündeki ilk günündür,
İlk nefesi aldığın, ilk kez ağladığın, popona ilk tokadı yediğin,
Annenin kokusuna, babanın şefkatine kavuştuğun gündür.
Sevdiklerinin seninle, senin sevdiklerinle buluşma ihtimalinin gerçekleştiği,
Doğumunla dünyanın seni kazandığı gündür.
Doğum günün,
Senin sıfır noktandır.
Değiştirmek istediklerin için yeni bir başlangıç,
Sürdürmek istediklerin için motivasyondur.
Dünyanın senin için biriktirdikleriyle,
Senin dünya için biriktirdiklerinin toplamıdır yaşın.
Sayılar göstermelik, hissiyat esastır.
Hayat da zaten hissiyattır...
Doğum gününü unutanlar sakın üzmesin seni,
Doğum gününü sen unutma yeter ki!
Geçen yılları birikim, geleceği yatırım sayarsan
Anlarsın ki aslında tüm servetin kendinsin.
İyi ki doğdun, iyi ki varsın
Ömrün mutlulukla, ruhun huzurla dolsun.
Ağlayarak geldiğin bu dünyada,
Bugün senin günün,
Doya doya bu mutluluğu yaşa
Ve sevildiğini sakın unutma!

Bu güzel alıntı için tatlı komşuma çok teşekkür ediyorum, sanırım ben yazmak istesem doğum gününü bundan daha güzel anlatamazdım!
Biricik kızım, birtanem, 6 yıl önce bugün evimize güneş gibi doğdun, mis gibi kokunla sarı papatyamız oldun, masmavi gözlerinde hayatın anlamını yeniden bulduk, bir tek bize değil dokunduğun herkese mutluluk kattın ve katmaya devam ediyorsun herşeyim, daha nice yaşlarını hep birlikte sağlıkla huzurla kutlayalım inşallah, seni çok ama çoook seviyorum, seviyoruz!

p.s. Senin gibi limonlu cheesecake seven maviş bir prenses eklemek istedim buraya :)

01 Ağustos 2018

Hoşgeldin Ağustos!

Çok ara verdiğimin farkındayım, okulların kapanması, başka şehirlere gidip gelmelerimiz derken buraya yazacak zaman dahi bulamadım. İyiyim ama bu yaz ablamın yeğenlerimin yokluğunu inanılmaz hissediyorum. Her yaz onlarla zaman geçirmeye öyle alışmışım ki bu yaz bir boşlukta gibiyim. Tabii zamanla her şey değişiyor, çocuklar büyüyor... Nil bile büyüdü, ilkokula başlayacak buna hala inanamıyorum! Bu büyüme safhasında rutinlerimiz elbette yön değiştirecek, buna da kendimizi alıştırmamız gerekecek. Yeter ki sağlık olsun diyorum her zaman...
Bunun dışında biraz daha içime kapandığım bir döneme girdim diyebilirim. Paylaşmak eskisi gibi bana tat vermiyor. Aslında fotoğraf çekmeyi hala çok seviyorum ama o kadar :) Dış dünyaya sürekli allı pullu bir şeyler sunmak yerine eşimle, kızımla beraber küçük dünyamızı kendi içimizde yaşamamızı daha yerinde buluyorum... Zaten böyle hissettiğim için de şahsi instagram hesabımı gizleyip tanımadığım kim var kim yoksa çıkardım listemden... Bu gizliliği herkese tavsiye ederim, ne can sıkıcı bir yorum var ne de hayatınıza burnunu sokan densiz insanlar!
Ahh insanlar demişken bir de ilişkiler var tabii, son birkaç aydır benim pek sorguladığım... Çok eski bir dostumu kaybettim, kaybettim derken fiziken hayatta ama ruhen öldü benim için... Maalesef onun kendi isteğiyle bitti dostluğumuz, böyle olmasını o istedi ve o doğrultuda hareket etti. Tabii ki çok üzüldüm bu yaşadıklarımıza ama böyle olmasını isteyen kendisi olduğu için durumu kabullendim bir süre sonra... Onu bilmiyorum ama ben vicdanım çok rahat bir şekilde veda ettim anılarımıza ve dostluğumuza...
Bu yaz duygusal anlamda biraz yorulduğum bir dönemden geçtim diyebilirim. Üzerine bir de geldi mi kanlı dolunay :) Ohhh tam çifte kavrulmuş oldu :D Bu postu da ne zamandır yazmak istiyordum, ne zaman bilgisayarımın başına otursam ya kapı çaldı, ya telefonum, ya Nil benden bir şey istedi, ya uykum geldi bir şekilde ötelendi, neyseki şimdi yazabildim bir şekilde! Hem de canım kızımın doğum gününden tam bir gün önce! İki bayram arası düğün olmaz derler ya benimki de iki doğum günü arası post olmaza döndü resmen kihh kihh :)
Evet hepsi bir yana demek istiyorum ki hoşgeldin kızımı bana getiren, en sevdiğim ay Ağustos!


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...